| Sadece bu bulguları göstererek Onları ikna edebileceğimizi hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يمكننا إقناعهم عن طريق مشاهدة الدليل وحسب. |
| Daha inatçı olan birkaç tane vardı. Onları ikna etmem gerekti. | TED | بعضهم كان عنيداً قليلاً، ولكن كان علي إقناعهم. |
| Evet, sanırım Onları ikna edebilirim. Bir deneyeyim. | Open Subtitles | نعم , أعتقد أن بأمكانى إقناعهم بذلك دعنى أحاول |
| Bu Onları ikna eder. Bunun senin için yapıp yapmadığımı bilmek istiyorlardı değil mi? | Open Subtitles | لقد أقنعهم هذا هل أرادوا أن يعرفوا إذا ما كنت فعلت هذا من أجلك؟ |
| Evet, Onları ikna etmek lanet olası polisi ikna etmekten çok daha kolay. | Open Subtitles | نعم، كان أسهل بكثير اقناعهم من الشرطة الغبية |
| Miden bulanmıyor mu? Hayır. Onları ikna etmeye çalışarak hata ediyordun. | Open Subtitles | لا ، الخطأ الذي فعلتيه أنكِ حاولتِ التفاهم معهم |
| Yani yapacağımız şey, bu gazeteci ve araştırmacılar sayesinde Onları ikna etmeye çalışacağız. | Open Subtitles | ما سنفعله هو بمساعدة الصحافيون ونتمنى بوجودهم هنا ان نقنعهم بالابتعاد عن القرية |
| Tamamen dümdüz uzanmaları için Onları ikna etmesi gerekiyor. O yüzden... | Open Subtitles | يجب أن يقنعهم بالكذب أنه لا يزال معهم لذا, أنت تعرف |
| Onları ikna edemezsem, öldürmene yardım edecek değilim. | Open Subtitles | إذا لم أستطيع إقناعهم , هذا لا يعنى أننى سأساعدك فى قتلهم |
| Onları ikna etmek için peygamber rolünü oynamalıydım. | Open Subtitles | إضطررت للعب دور المتنبئ لأتمكن من إقناعهم |
| Onları ikna etmek pek de zor değildi. Ben, hilekar ve ikna edici bir kadınım. | Open Subtitles | لم يكن صعباً جداً إقناعهم إني امرأةً مراوغةً ومحتالة |
| Şube tatmin olmuştu bir süre sonra ben de Onları ikna etmeye çalışmayı bıraktım. | Open Subtitles | الإدارة كانت مقتنعة، و أنا تخليت عن إقناعهم بنفس الوقت. |
| Yapılması gereken her şeyi yaptığımıza dair Onları ikna edersen senindir. | Open Subtitles | إن ساعدتَني في إقناعهم بأنّ كلّ ما فعلناه هو الضّروريّ. |
| Emeklilik fonumuzu kendi fonlarına dahil etmeleri için Onları ikna etmiştik. | Open Subtitles | حاولنا إقناعهم بإدخال معاشاتنا التقاعدية ضمن إيراداتهم |
| Bu Onları ikna eder. Bunun senin için yapıp yapmadığımı bilmek istiyorlardı değil mi? | Open Subtitles | لقد أقنعهم هذا هل أرادوا أن يعرفوا إذا ما كنت فعلت هذا من أجلك؟ |
| Onları ikna edebilirim ama ne yapacakları belli olmuyor. | Open Subtitles | أعتقد أن بأستطاعتي اقناعهم ولكني لست متاكدة |
| Tamam. Onları ikna etmeye çalışmak hâlâ en iyi seçeneğimiz. | Open Subtitles | حسنا,التفاهم معهم ما زال خيارنا الأفضل |
| Alıştıklarından çok vermeye Onları ikna etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نقنعهم بأن يعطونا أكثر مما تعودوا |
| Birisinin içkisine dökmek ya da hapın güvenli olduğuna Onları ikna etmek zor değildir. | Open Subtitles | ليس من الصعب أن تدس بشراب أحدهم أو أن يقنعهم أن حبة الدواء آمنة |
| Geri dönüp Onları ikna etmeliyim. | Open Subtitles | .... يجب أن أعود إلى المنزل وأقنعهم |
| Belki konseyi ikna edebiliriz. Sana şantaj yapıldığına Onları ikna ederiz. | Open Subtitles | ربما علينا محادثه المجلس ونقنعهم بأنه تم ابتزازك |
| Yarın mecliste zararımızı karşılayacak özel vergi için Onları ikna edecek. Bu bir risk, biliyorum. | Open Subtitles | وسيتحدث غداً مع الحكومة ليقنعهم أن يرفعوا من قيمة الضرائب ليعوضونا، أعرف أن الأمر مخاطرة |
| Onları ikna etmenin en hızlı yolu yaparak göstermektir. | TED | الطريقة الأسرع لإقناعهم هى بالقيام بذلك. |
| Monica Strauss'a tavsiye edilecek kadar iyi olduğuma Onları ikna etmek kaldı geriye. | Open Subtitles | .الان استطيع ان اقنعهم .انى جيدبالقدر الكافى .لاكون جيدا امام مونيكا ستاتيوس |
| - İzin verin Onları ikna edeyim. | Open Subtitles | اسمحوا لي بأقناعهم |