| O sorabiliyordu çünkü, New York'luları tanıyordu, Onlar da onu tanıyorlardı. | TED | استطاع ان يسأل هذا السؤال لانه يعرف النيويوركيين و هم يعرفونه |
| Üniversiteye gitmek için kendi boyutumdan kaçtım. Onlar da peşime adam taktılar. | Open Subtitles | لقد تركت بعدى للذهاب للكلية و هم أرسلوا هؤلاء الرجال فى إثرى |
| Herkes ona inandığı ve güvendiği için, Onlar da gemileri görür. | Open Subtitles | و لأن الجميع يثقون و يؤمنون به هم أيضاً رأوا السفن. |
| Onlar da üniversite eğitimi ayrıcalığının keyfine varamadı. | TED | هما أيضا لم يتمتعوا بميزة التعليم الجامعي. |
| Sonra gidip gümrüktekilerle, bu işi sınırda durdurmaya çalışanlarla konuştum. Onlar da dedi ki; "Bu iş burada çözülmez. | TED | ثم ذهبت وتحدثت مع الأشخاص الذين يعملون في الجمارك وحاولت إيقاف المخدرات عند الحدود فقالوا لي: إنك لن توقفها هنا |
| Seni ben bulmuşsam, Onlar da bulacaktır. | Open Subtitles | اذا كنت انا عثرت عليك سيعثرون هم ايضا عليك |
| Balina seksi hakkında öğrendiğim diğer bir şeyde Onlar da ayak parmaklarını kıvırıyor. | TED | والشئ الشيّق الآخر الذي تعلمتُه عن جنس الحيتان: أنهم يعقصون أصابع أرجلهم أيضاً. |
| Evet, ama ben bu adamı tanımıyorum. Onlar da tanımıyor. | Open Subtitles | أجل لكني لا أعرف ذلك الشخص وكذلك هم أيضاً |
| Kılıcı kullanırken öfkeye kapılıp, kendini kaybettiğin her anda Onlar da öfkeye kapılacak. | Open Subtitles | كلّ مرّة تستعمل السيف و تسلم نفسك إلى غضبك هم أيضا يكونو كذلك |
| Bu çok içten bir özür, ve Onlar da bunu ciddiye alıyorlar. | TED | و إنه لإعتذار صريح، و هم يأخذونه بجدية كبيرة. |
| Kimseyi tanımıyoruz, aileden başka, ama Onlar da bizi tanımıyor. | Open Subtitles | نحن حقاً لا نعرف أحد ، ما عدا العائلة و هم لا يعرفوننا |
| Kapağını açıyorsun... ve onlara bir miktar, içinde alkol bulunmayan çocuk sidiği örneği veriyorsun... ve Onlar da sana anahtarlarını geri veriyorlar. | Open Subtitles | .تقومبفتحالصمّام. و تعطيهم جرعة من بول الطفل الغير ملوَّث و هم يجب عليهم إرجاع مفاتيحك لك |
| Onlara sürekli yazdım, Onlar da bana cevap yazıp durdular ve işte bu da en son yazı. | Open Subtitles | فقط, داومت علي الانتظار و هم داوموا علي الرد عليّ و هاهو ردهم الاخير |
| Sen eğitim alıyorsun, Onlar da istediklerini. | Open Subtitles | أنت تحصل على التعليم و هم يحصلون على ما يريدون |
| İşte. Peki ya senin annenler? Onlar da ben çocukken öldüler. | Open Subtitles | ماذا عن والديك ؟ لقد ماتوا هم أيضاً عندما كنت طفلاً |
| Bir fikrin var mı? Eğer Onlar da dile sahip olsalardı Neanderthalleri nasıl yenebilirdik? | TED | هل لدينا أي فكرة كيف أننا تفوقنا عليهم لو كانوا هم أيضاً لديهم لغة؟ |
| Onlar da büyüye ve ruhlara inanirlar. | Open Subtitles | هم أيضاً يؤمنون بالعيون الشريرة والأرواح |
| Göl ve dağı fethetmek daha zordur ama Onlar da teslim olurlar. | TED | البحيرة والجبل هما أصعب من أن يُحتلا، لكنهم أيضا يستسلمون. |
| Onlara da basitce, bunlar A öğrencisi, bunlar B öğrencisi..denilmiş... Ve Onlar da bu düşüncelerle öğrencilere yaklaşıp öyle davranmışlar. | TED | فقالوا لهم فقط بأن طلاب الألف هم طلاب الجيم وكانت طريقة تعاملهم معهم غلى هذا الأساس |
| Senin düşünebildiğin her şeyi Onlar da düşünecek. | Open Subtitles | كل ما تفكر به هم ايضا يفكرون به |
| Onlar da bakıyordu. | Open Subtitles | وهم أيضاً نظروا إليك. لماذا لم تضربيهم إذن |
| Sen yaptıysan Onlar da yapabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه بما أنك تمكنت من فعل هذا, فهم أيضاً يمكنهم هذا |
| Onlar da dedi ki, "Hayır, hayır işte burada bizim kutsal kitabımızda böyle yazıyor." | TED | وقالوا: لا، لا، الكتاب المقدس لنا يقول ذلك. |
| Dolayısıyla biz yardımcılarımıza eğitim veriyoruz Onlar da dijital bariyerleri yıkmak için bize yardım ediyorlar. | TED | لذا ما نقوم به هو تدريب المساعدين حتى يتمكنوا من المساعدة في كسر الحاجز الرقمي. |
| Bana değil. Vergi verenlere. Onlar da siz yasaları çiğneyin diye para ödemiyorlar. | Open Subtitles | ليس أنا ، دافعي الضرائب ، وهم لا يدفعون لك لكي تستهين بالقوانين |
| Beyaz Lotus'a bir bot hazırlatacağım Onlar da sen hazır olur olmaz. | Open Subtitles | سأجعل اللوتس البيضاء يجهزون مركبا ويمكنهم أن يعيدوك ِ إلى مدينة الجمهورية حالما تكونين مستعدة |
| Eğer dininden dönersen, peder, Onlar da kurtulmuş olacak. | Open Subtitles | إذا ارتددتّم أنتم أيها القساوسة فسيكونون هم أيضًا في مأمن |