| Bir oyunun yapımcıIığı konusunda onu ikna etmeye çalışıyorum. Onu severim. | Open Subtitles | أحاول إقناعه لإنتاج مسرحية ، أعتقد أنه سيرضى |
| onu ikna etmeye çalışmak, nefesinizi boşa harcamaktan öteye gitmez. | Open Subtitles | أنت تهدر أنفاسك في محاولة إقناعه بفعل شيء |
| Gördün mü, o işi bitirmek istiyor, yani iş sadece onu ikna etmeye geldi. | Open Subtitles | أترى، يريد أن يحرز هدفا، لذا إنها مسألة إقناعه بأن |
| Doktor enazından evine telefon etmesi için onu ikna etmeye çalışmış. | Open Subtitles | وخلال العشاء حاول الطبيب إقناعها بأن تتصل بمنزلها على الأقل . |
| Pozisyonlar konusunda onu ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | يحاولون إقناعها بالقيام بتغيرات في البيع |
| 20 tane tâcir, dük ve yetkililer onu ikna etmeye çalışmış ama hiçbiri içindeki intikam duygusunu söndürmeyi başaramamış. | Open Subtitles | إذا لم تنصفه الدولة عشرون تاجراً، والدوق بنفسه وكبار أعيان الميناء العظيم حاولوا جميعهم أقناعه |
| Binayı alması için onu ikna etmeye çelıştım. | Open Subtitles | حاولت إقناعه لشراء المبنى الذي كنا فيه. لم انجح. |
| Jo ve Kai'nin birleşmesi için onu ikna etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | وقالت إنها تحاول إقناعه للسماح جو وكاي القيام الدمج. |
| Hükümete karşı bir dava açması için onu ikna etmeye çalışıyorduk. | Open Subtitles | كنا نحاول إقناعه لتحريك قضية مدنية ضد الحكومة |
| Hatta bunu yapmaması için onu ikna etmeye çalışmıştım. | Open Subtitles | في الحقيقة ، لقد حاولت إقناعه بالعدول عن ذلك |
| Evinin uçmasını istemiyorsan onu ikna etmeye çalış. | Open Subtitles | حاولي إقناعه إذا أردتِ الإحتفاظ ببيتك |
| Henry, onunla kal. Aşağı inmesi için onu ikna etmeye çalış. | Open Subtitles | ابق معه يا ـ هنري ـ حاول إقناعه |
| Lütfen, yönetmemesi için onu ikna etmeye çalış. | Open Subtitles | رجاءً، حاولي إقناعه بأن لا يشرف عليهم. |
| Burada oturduk ve onu ikna etmeye çalışıyoruz. Ameliyat... | Open Subtitles | ...نحنُ جالستانِ هنا نحاولُ إقناعه أنّ الجراحة |
| Artık onu ikna etmeye uğraşmıyorum. | Open Subtitles | ولا أحاول إقناعه بذلك بعد الآن. |
| Adamın bana inanmadı. Ben... Ben onu ikna etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | رجلك لم يصدقني، وكنت أحاول إقناعه. |
| Yerinizde olsam, onu ikna etmeye çalışırım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لحاولت إقناعه |
| onu ikna etmeye çalışıyordu da ondan. | Open Subtitles | فقط لأنه حاول إقناعه |
| Bu Charmed Ones gerçekten kötü olduğunu onu ikna etmeye yardımcı olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يساعد في إقناعها أن المسحورات حقاً أشرار |
| Muhtemelen burada onunla buluştun çıkmaması için onu ikna etmeye çalıştın. | Open Subtitles | هذا صحيح، لكن الوقت كان متأخرا، ربّما قابلتها هنا لتحاول إقناعها بالبقاء. |
| Annesi dün onu görmeye gitti ve grevi bırakması için onu ikna etmeye çalıştı. | Open Subtitles | والدتها أرادت رؤيتها البارحة في محاولة إقناعها عن التوقف عن ذلك |
| Ne kadar değerli olduğuna onu ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | محاولة أقناعه بالحقيــقة القيمــة |