| - Yaşıyor, ama bayıldı. - Onu oradan çıkarın ve geri çekilin. | Open Subtitles | انه على قيد الحياة , ولكنه فاقد الوعي أخرجه من هناك وتراجع |
| Özür falan dileme. Çıkar Onu oradan ve hemen görüştür benimle. | Open Subtitles | لست مهتما لاعتذارك، اسحبه فقط من هناك واجعله يهاتفني بأقرب فرصة |
| Hatta Onu oradan kurtarıp buraya getirme şansımız bile olabilir. | Open Subtitles | ربما حتى توجد فرصة لإخراجه من هناك و إرجاعه للوطن |
| Zemin plakası aşağı. Zorlar ve Onu oradan dışarıya çekersen, adamı parçalarsın. | Open Subtitles | لوح الأرضية للأسفل.لو أنك حاولت و جذبته للخارج من هناك فسوف تحطمه إرباً |
| Vurmak çok kolay ama Onu oradan çıkarmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | أعلم أنها الأسهل لنضربها، لكن يجب أن أعثر على طريقة لأخرجها من هناك |
| Onu oradan çıkar ve Merkez Arıza'ya bildir. | Open Subtitles | أخرجها من هناك وأرسلها لوحدة الصيانة المركزية |
| Onu oradan alın. Şehirde kimsenin, bunu görmesini istemiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تجلب سيارة الإسعاف من الخلف وقوموا بنقلها من هناك |
| Anjin olmuş. Onu oradan çıkarmak için uğraşıyorum. | Open Subtitles | ذبحة صدرية، أقوم ببعض التحرّكات حالياً لإخراجه من هناك |
| Onu oradan çıkartırsak, Oliver'ı bulmak için son şansımızı da kaybederiz. | Open Subtitles | لو أخرجناها من هناك لفقدنا آخر فرصة لنا للعثورعلى اوليفر |
| Herneyse Casey, o iyiydi, Onu oradan götürdüler. | Open Subtitles | على أى حال ، كان كايسي بخير وقد أخرجناه من هناك |
| Onu oradan çıkar ve onları sevdiğimi söyle. | Open Subtitles | تأكد من ذهابها أخرجها من هناك قل لها أنى أحبها. |
| Hadi gidelim. Boşaltın-- Onu oradan çıkartın. | Open Subtitles | هيا افرغوا من البريد الشاحنه اخرجوه من هناك |
| Onu yenmeyi sonra düşünürüz. İlk olarak Onu oradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | سوف نقلق بشأن ذلك لاحقاً أولاً نخرجه من هناك |
| Prue, çok geç olmadan Onu oradan çıkartmalıyız. | Open Subtitles | برو، علينا أنقاذه من هناك قبل فوات الأوان |
| Şu tahta sandığın içinde olmalı. Onu oradan çıkarmalıyız. | Open Subtitles | لا بد إنها في القفص، يجب أن نخرجها من هناك |
| Nathanı kurtarmaya çalışıp Onu oradan çıkarmalıydım. | Open Subtitles | يجب أن حاولت إنقاذ ناثان وإخراجه من هناك. |
| Büyük, iyi, Onu oradan alabilirim? | Open Subtitles | عظيم ، حسناً ، هل يمكنك أن تخرجها من هناك ؟ |
| Onlara anahtarın bilek cihazı olduğunu söyledim, ancak Onu oradan çıkaramadım- en azından ön kapıdan. | Open Subtitles | قلت لهم المفتاح هو أداة المعصم لكني لم أستطع أخراجه من هناك علىالأقل,ليس منالمدخلالأمامي, |
| Eminim harika biridir ama büyükanne hapiste ve Onu oradan çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | إنظري ، أنا واثق بأنه عاطفيٌ حقاً ،لكن علي الذهاب إلى الجده في السجن أريد أن أخرجها من هناك حقاً |
| O dışarıda. Onu oradan almalıyız. | Open Subtitles | إنها بالخارج ، يجب أن نحضرها من هناك ، هيا |
| Onu oradan çıkarmak için çok para ya da çok sikiş gerekecek. | Open Subtitles | ولكن سيتطلب الكثير من النقود لأخراجها من هُناك أو الكثير من المُضاجعة |