| Emily'ye onu sevdiğimi ve hayatımı bir başkasıyla geçirmeyi hayal edemediğimi söyleyin. | Open Subtitles | قل لايميلي بأني أحبها وأني لا أستطيع تخيل حياتي مع شخص آخر |
| Metroda tanıştık, akşam yemeğine çıktık ve ona onu sevdiğimi söyledim. | Open Subtitles | لقد تقابلنا في محطة المترو أخذتها للعشاء ، وأخبرتها أني أحبها |
| onu sevdiğimi biliyorsun, ama ona olan aşkımın sana zarar vermesini asla istemedim. | Open Subtitles | أنتي تعلمين أني أحبه, لكني أبدا لم أقصد أن أحبه لأسبب لك الألم |
| onu sevdiğimi sanıyordu ama sevmiyordum, onun sevdiği gibi değil. | Open Subtitles | لقد ظن بأنني أحبه لكنني لم أفعل ليس كما أحبني |
| Öleceğimi düşündüğüm için Dr. Albright'a onu sevdiğimi söylemişim. - Neden böyle bir şey söyledim ki? | Open Subtitles | عندما أقتربت من الموت , قلت لى د البريت انى احبها لماذا قلت هذا؟ |
| Yani kuramına göre, oraya gideceğim, onu sevdiğimi söyleyeceğim ve kuraklık sona mı erecek? | Open Subtitles | لذا طبقا لنظريتك أمشي في هناك، أخبرها أحبّها والجفاف هل ينتهي؟ |
| Karım arıyor, eğer bugün öleceksem, ona, onu sevdiğimi bir kez daha söylemeliyim. | Open Subtitles | إنها زوجتي. إذا كنت سأموت اليوم، فأريد أن أقول لها بأنني أحبها لمرة أخرى |
| onu sevdiğimi anlamanız için uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا كنت أحاول فقط بأن أفهمها بأنني أحبها |
| Eğer ararsa, onu sevdiğimi söyle. Tamam mı? | Open Subtitles | إذا إتصلت , فقط قل لها إننى أحبها حسنا ً؟ |
| Eğer ararsa, onu sevdiğimi söyle. Tamam mı? | Open Subtitles | إذا إتصلت , فقط قل لها إننى أحبها حسنا ً؟ |
| Eve varırsanız, anneme onu sevdiğimi söyleyin. | Open Subtitles | إن وصلتم للوطن، أبلغوا والدتي بإني أحبها. |
| Tek yapmam gereken, arada sırada Sandy'ye onu sevdiğimi söylemekti. | Open Subtitles | كل ما كان علي فعله هو أن أخبر ساندي بأني أحبها من وقت لآخر |
| Babamın saatini falan çalmadı. Ona ben verdim. onu sevdiğimi sanmıştım. | Open Subtitles | لم يسرق ساعة والدي، لقد أعطيتها له كنت أعتقد بأنني أحبه |
| O adam buraya ziyaretime gelirse, onu sevdiğimi söyleyeceğim. | Open Subtitles | القمار شخص يزور لي هنا، وسأقول له أنا أحبه. |
| Fred nerede olursa olsun, umarım hala onu sevdiğimi biliyordur. | Open Subtitles | أمي حسناً ، أينما يكون فريد أتمنى أن يعرف انني ما زلت أحبه |
| Ona, onu sevdiğimi söyleme şansım bile olmadı. | Open Subtitles | حتى أنه لم تسنح الفرصة لي لأخبره بأني أحبه |
| Onu öpmek ve onu sevdiğimi söylemek istediğimi hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر بأنني اود تقبيلها واخبرها بأنني احبها. |
| Çocuğuma onu sevdiğimi söyleyin. Ben gidip kendime bir uçurum bulayım! | Open Subtitles | قل لطفلتى اننى احبها سوف اجد لها ما تريد |
| Solo ameliyattan önce ona onu sevdiğimi söyledim. | Open Subtitles | اعترفتُ لها بأنّني أحبّها قبلَ جراحةٍ منفردة |
| Hâlâ beni sevdiğini düşünüyorum ve ben de onu sevdiğimi biliyorum. | Open Subtitles | مازلت أعتقد أنّه أحبني ومتيقنة مِن أنّي أحببته. |
| Elini tuttuğumda ve ona yol gösterdiğimde benim de onu sevdiğimi öğrenecek. | Open Subtitles | عندما سأمسك يده و أرشده... سيعرف أنّي أحبّه. |
| onu sevdiğimi ve onunla evlenmek istediğimi söyledikten sonra uyaracağım. | Open Subtitles | سافعل , بعد ان اخبره انى احبه واريد ان اتزوجه |
| Bir ara, onunla bir odada yalnız kalıp onu sevdiğimi söylemeyi düşündüm. | Open Subtitles | لقد إنتابتني رغبة مفاجئة بالإنفراد بها في غرفة، ومصارحتها بحبي لها. |
| Hatta onu sevdiğimi bile hatırlamayacağım, ve ben bunu hatırlamak istiyorum. | Open Subtitles | لن أكون قادرة علي أن أتذكر أنني أحببته, وأريد تذكر ذلك |
| Anfizemim yüzünden ondan af dilemeden, onu sevdiğimi söyleyemeden öleceğim diye korkuyordum. | Open Subtitles | قبل أنا يُمْكِنُ أَنْ أَسْألَ مغفرتَها ويُخبرُها أَحبُّها. |
| Birine onu sevdiğimi söyledim ama o şakaymış gibi algıladı! | Open Subtitles | لأني قُمت بإخبار شاب بحُبي له .لكنهُ إعتبر الأمر على أنهُ مزحة |
| Lanet kırıldıktan sonra arkasından gidebilirdim. Ona onu sevdiğimi söyleyebilirdim. | Open Subtitles | عندما أُبطلت، كان بإمكاني اللحاق بها و البوح بحبّي |
| "Ve onu sevdiğimi söylemek ne kimsenin hoşuna gider..." | Open Subtitles | " ليس من المألوف او الحذر ان أقول بأنني أحببته " " ليس من المألوف او الحذر ان أقول بأنني أحببته " |