| - Evet efendim. Şunu alıp karargâha götürün. onu sorgulamak istiyorum. | Open Subtitles | ألقي القبض على هذا الرجل , و أحضره الى مقري , أريد أن يتم استجوابه |
| Bilgisi olabilecek birini tespit etmişler. onu sorgulamak üzereler. | Open Subtitles | لقد حددوا رجلاً قد يملك المعلومات إنهم يوشكون على استجوابه |
| Kimliği belirlenemeyen bu kişi en son dün akşamki mum ışığı seremonisinde görüldü ve olayı araştıran dedektif onu sorgulamak isterken yayan olarak oradan kaçtı. | Open Subtitles | هذا الرجل المجهول تمت رؤيته آخر مرّة ليلة أمس في مسيرة شموع وقد هرب جريًا على الأقدام حينما حاول المحقق استجوابه |
| - Şüphelinin belinde silah gördüm. onu sorgulamak için arabadan indim. Beni görünce koşmaya başladı. | Open Subtitles | رأيتُ مسدّساً في حزام المشتبه فذهبتُ لاستجوابه فانطلق هارباً عندما رآني |
| - onu sorgulamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أستجوبه |
| Yani Teo Braga'yı "almak" istiyorsun onu sorgulamak mı, hapse atmak mı yoksa kafasına bir kurşun sıkmak mı? | Open Subtitles | هل تريدين الحصول على تيو براجا بمعنى استجوابه ام اعتقاله ام وضع رصاصة في رأسه ؟ |
| Yarışmamızı sürdürmek istiyorsanız onu sorgulamak için beklemelisiniz. | Open Subtitles | طالما تريد استكمال منافستنا، فيجب أن تؤجّل استجوابه. |
| Istiyoruz, onu sorgulamak gerekir onu yenmek yok. | Open Subtitles | نحن لا نريد قهره نحن نريد استجوابه |
| Siz geldiğinizde onu sorgulamak üzereydik. | Open Subtitles | كنا على وشك استجوابه عندما أتيتم |
| onu sorgulamak bir işe yaramaz. | Open Subtitles | لا فائده من استجوابه |
| Yalnızca onu sorgulamak istiyoruz. Kimse zor durumda kalmayacak. Demek bugünlerde savcı yardımcısı Lodge ile takılıyorsun? | Open Subtitles | نريد استجوابه فحسب اذاً تتكلمين مع محامية الدفاع (لودج) هذه الايام؟ |
| Öldürmek istememiştim zaten. Ordos'ta yaşanan şeyler için onu sorgulamak istediğini söyledin. | Open Subtitles | لم أُصوب لأقتله، قلتَ أنّكَ تود استجوابه حول ماحدث في (أوردوس) |
| Onu nereye götürüyorsunuz? - Kilise meclisi onu sorgulamak istiyor. | Open Subtitles | - . مجلس ألبرشية يريدون استجوابه - |
| Ne olursa olsun, onu sorgulamak zorundasın Castle. | Open Subtitles | أو لديه شريك على متن الطائرة بكلتا الحالتين يا (كاسل)، سيتوجب عليك استجوابه |
| Jack onu, sorgulamak için buraya getiriyor. | Open Subtitles | سيأتي به (جاك) إلى هنا من أجل استجوابه |
| Acele edin, büyük ihtimalle federaller onu sorgulamak için geliyordur. | Open Subtitles | أسرِعا، فالفيدراليين على الأرجح في طريقهم لاستجوابه. |
| Ancak iki tane itfaiye müfettişi onu sorgulamak için buraya doğru geliyor ve orada ne aradığını öğrenmek isteyecekler. | Open Subtitles | ولكن اثنان من محققي الحرائق بطريقهم لاستجوابه ليعرفوا مالذي كان يفعله هناك |
| Jack Bauer ve Ajan Walker, onunla birlikte. Bilincini yeniden kazandığında, onu sorgulamak için orada olacaklar. | Open Subtitles | إن (جاك باور) والعميلة (والكر) معه وسيكونوا هنالك لاستجوابه حينما يستعيد وعيه |
| - onu sorgulamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأن أستجوبه |