| Arkadaşım Ahmet de yalnızdı ben de buraya onu ziyarete geldim. | Open Subtitles | صديقي أحمد كان وحده أيضا لذا فقد جئت إلى هنا لزيارته |
| Geçen ay onu ziyarete gittiğimde lavabosundaki süngerin halini bir görmeliydiniz. | Open Subtitles | ذهبت لزيارته الأسبوع الماضي، ولن تصدقوا الممسحة التي وجدتها في الحوض. |
| Beyazın biri, bir yıl boyunca her hafta onu ziyarete geldi. | Open Subtitles | كان يأتي اليه رجلُ أبيض لزيارته كُلّ إسبوع كان فيه هنا فى كل سنه بدون تقصير |
| Bu nedenle gelir gelmez onu ziyarete gitmelisiniz. Ziyaretine gitmek mi? Hayır. | Open Subtitles | ـ ولهذا عليك القيام بزيارته بمجرد قدومه لا,لا لست أرى مناسبة لذلك |
| Oysa hiç çıkmadı ve kimse onu ziyarete gelmedi. | Open Subtitles | بالرغم من أنها لم تخرج أبداً, ولم يأتِ أحدٌ لزيارتها |
| Hastaneye, onu ziyarete gidecek cesareti bulduğumda beni duyamayacağını söylediler. | Open Subtitles | مع الوقت , حصلت على الشجاعة لرؤيته في المستشفى لقد كان مغمى عليه قالو بأنه لايستطيع سماعنا |
| Büyükanneniz hastalandığında onu ziyarete hastaneye gitmiştik, hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكرون عندما كانت جدتكم مريضة ؟ لقد ذهبنا لنزورها في المستشفى |
| Bırakalım da bu akşam düşünüp taşınsın. Sen de yarın tek başına onu ziyarete gelirsin. | Open Subtitles | لمَ لا ندعه يفكّر في الموضوع الليلة ثمّ تأتين لزيارته غداً بمفردكِ؟ |
| Yani onu ziyarete gittiğimizde solitaire oynuyor olurdu ve bırakmazdı. | Open Subtitles | كل هذا يُشير إلى أنه انطفأ. أقصد ، الذهاب لزيارته بينما يلعب هو يلعب السوليتير |
| Yedi yıl kadar önce onu ziyarete gelmiştin. | Open Subtitles | لقد أتيتي لزيارته منذ سبع سنين |
| Birkaç günlüğüne onu ziyarete gitmemi istiyor. | Open Subtitles | يريد مني أن أتي لزيارته ليومان |
| Neden onu ziyarete hayvanat bahçesine gittin? | Open Subtitles | لماذا ذهبتي لزيارته في الحديقة؟ |
| - Kocam bir dönemliğine Washington Üniversitesi'nde çalışıyor, onu ziyarete gidiyoruz. | Open Subtitles | صحيح- ..زوجي يعمل- في جامعة واشنطون لمدة فصل دراسي كامل ونحن هنا لزيارته |
| Tamam onu ziyarete gittim. | Open Subtitles | جميع الحق، لذلك ذهبت لزيارته. |
| Charlie Boyd bu, ve onu ziyarete kimse gelmez. | Open Subtitles | ولا أحد يأتي لزيارته |
| Hiç onu ziyarete gittin mi? | Open Subtitles | ألم تذهب لزيارته أبداً؟ نعم. |
| Annemin dedesi Avustralyalıymış ve annem yazları, yani oranın kışında, onu ziyarete gidermiş. | Open Subtitles | جد أمي كان استرالي و كانت تقضي صيفها , يتزامن مع شتائهم بزيارته |
| Annemin dedesi Avustralyalıymış ve annem yazları, yani oranın kışında, onu ziyarete gidermiş. | Open Subtitles | جد أمي كان استرالي و كانت تقضي صيفها , يتزامن مع شتائهم بزيارته |
| Sen onu ziyarete gittin, öyle değil mi, kızı Margaret tarafından öldürüldüğü gece? | Open Subtitles | لقد قمت بزيارته, فى الليلة التى قتلته ابنته مارجريت فيها ؟ |
| Hastanedeyken her gün onu ziyarete gittim. | Open Subtitles | ذهبت لزيارتها في المستشفى في كل يوم كانت به هناك |
| Bu sene Şükran Günü'nde ailesi onu ziyarete gidecek. | Open Subtitles | هذا العام سيذهب والداها لزيارتها في عيد الشكر |
| Sanırım cezaevine, onu ziyarete gitmişler ve senin onlara saldırdığını anlatmışlar. | Open Subtitles | أخمن أنّ الشباب ذهبوا لرؤيته في السجن |
| Büyükanneniz hastalandığında onu ziyarete hastaneye gitmiştik, hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تتذكرون عندما كانت جدتكم مريضة ؟ لقد ذهبنا لنزورها في المستشفى |