| Julian'ın velayetini alırsam, ölünceye dek Onun babası olacağım. | Open Subtitles | سأحصل على حضانة جوليان , وسأكون أبوه للأبد |
| Öyleyse evine gidip Onun babası olmalısın. | Open Subtitles | لذا يجب أن تعود للوطن وتكون أبوه. |
| Ben Onun babası değilim. Buffy yetişkin. Zeki biri olarak yapması... | Open Subtitles | أنا لست أبوها ، " بافى " بالغة ...إنها ذكية كفاية لـ |
| Sensin artık Onun babası..git onla konuş ve eski günlere dönelim | Open Subtitles | وأنت أباها الآن ويمكنك أن تتقبل هذا وتذهب للتحدث معها أو نخرج من حياتها |
| Bebeklik resmini bulan kişi sensin, Ve, babamızın Onun babası olduğunu söyleyen de sensin. | Open Subtitles | و أنتِ من أخبرها ان والدنا هو والدها |
| Olmo senin çocuğunun kardeşi çünkü Onun babası bizlerden biri. | Open Subtitles | أولمو هو أخ لأبنائكم لأن أباه هو واحد منا |
| Eğer ben Onun babası değilsem, ve Lloyd da Onun babası değilse o zaman Onun babası kim? | Open Subtitles | اذا انا لم اكن اباها ولويد كذالك فمن اباها؟ |
| James Jr. ve ben onlara yardım etmek için eve tekrar taşındığımızdan beri tek çatı altında 6 kardeşimiz, babam ve Onun babası var. | Open Subtitles | ياللجحيم ,منذو ان عدت انا وجيمس للمنزل للمساعده حصلنا على 6 اخوان واخوات والدي ووالده كلهم تحت سقف واحد |
| Bir kokteyl daha, tıkınma fırsatı bulacaklar Karl Rewald! Lane Onun babası | Open Subtitles | كارل ريوالد، لين هو أبوه كارل لا يشرب |
| Onun yaşaması için birinin ölmesi gerekiyor. Onun babası benim ve ben ölmeliyim. | Open Subtitles | شخص يجب أن يموت ليعيش أنا أبوه |
| Tam da arkadaş değiliz aslında. Onun babası benim vaftiz babam. | Open Subtitles | لستُ صديقته تماماً أبوه هو عرّافي |
| Onun babası böyle düşünmüyor. | Open Subtitles | أبوها لا يوافق. |
| Aynı Onun babası gibi davranacaksın. | Open Subtitles | ستفعل مايفعله أبوها تماماً: |
| Onun, babası olabileceğini düşünüyorsun, ha? | Open Subtitles | هل تعتقدين إنه ربما يكون أباها ، ها؟ |
| "Onun babası 20 yıldır hayatını uzakta bir hapishanede çürüten yaşlı bir budala"? | Open Subtitles | "أباها مغفل كبير "الذي أفسد حياته وأضاعها في السجن طوال 20 سنة"؟ |
| Onun babası. | Open Subtitles | هو والدها تريده أن يكون متواجد. |
| Onun babası olarak kalmak istiyorsan, evine gidersin yatağında uyur, derslerini verir, hayatına devam edersin. | Open Subtitles | ماذا فعلت بإبني؟ إن أردت أن تظل أباه فاذهب إلى منزلك نم في سريرك وعلم طلبتك وعش حياتك |
| Eğer ben Onun babası değilsem, ve Lloyd da Onun babası değilse o zaman Onun babası kim? | Open Subtitles | اذا انا لم اكن اباها ولويد كذالك فمن اباها؟ |
| Ben, büyükbaban ve Onun babası hepimiz kaderimizi onun üzerindeyken bulduk. | Open Subtitles | أنا , جدك , ووالده, كل منا وجد قدره عليه. |
| Yani, Onun babası bir devlet büyüğü ki inanılmaz işler başarmış. | Open Subtitles | أعني، لقد كان والده رئيس دولة، وقد فعل العديد من الأمور المذهلة. |
| Bu adil görünmüyor. Onun babası değil ki. | Open Subtitles | هذا لا يبدو عادلاً فهو ليس والده |
| Anla lütfen, Caleb Onun babası. | Open Subtitles | يجب أن تحاولي وأن تكوني متفهّمة إنه والده |
| Kardeşin Brian Onun babası. | Open Subtitles | إن أخاك براين هو والده |
| Onun babası tamirciydi. Benim annemin babası da tamirciydi. | Open Subtitles | وأبوه كان ميكانيكياً ووالد أمي كان ميكانيكياً |
| Adam Onun babası. | Open Subtitles | تعلم، إنه والدها |
| Ben bu yarışı kazandım, babam kazandı... Onun babası kazandı, 100 yıl önceki ilk Kentucky Open'ı kazanan.. | Open Subtitles | استمع الى يا فتى .. لقد كسبت هذا السباق وفاز به ابى وفاز به اباه وكل عائله ترينتون حتى الاول فيها جنرال ترينتون |
| Sen Onun babası veya bir şeyi misin ki, ona aşağılık diyorsun? | Open Subtitles | هل أنت والده أو شيء ما لتدعوه باللقيط ؟ |