| Bunu asla yapamasın diye Set onun ruhunu bir tılsıma hapsetmiş. | Open Subtitles | ولكي يحرص ألاّ يحرص ألاّ تفعل أبداً، حصر روحها في تميمة |
| Vampir cadı yaşadığı sürece onun ruhunu etkileyecek ve ateş onu ele geçirecek. | Open Subtitles | طالما السوكاينت على قيد الحياة ستكون محكمة قبضتها على روحها وستتغلب الحمى عليه |
| Gücüm yoktu ama kutuyu yenilemek için onun ruhunu kullandım. | Open Subtitles | لم يكن أمامي إلا اللجوء الي أستخدام روحها لأستعادة الصندوق |
| Bak, ikimiz de papazı sakladığını biliyoruz bu onun ruhunu alamayacağım anlamına gelir. | Open Subtitles | اسمعي، كلانا يعرف بأنكِ تحمين القِس ممَّا يعني بأنني لا أستطيع أخذ روحه |
| Sana istediğin şeyi vereceğim fakat ödeme olarak, onun ruhunu almam gerekiyor. | Open Subtitles | سأمنحك ما ترغبين به و لكن كمقابل يجب أن أحصل على روحه |
| onun ruhunu cennete gönderdiğini sandın. | Open Subtitles | لقد صدّقت بأنّك كنت تحرّرين روحها إلى الجنة. |
| Eğer yardım etmeyecekseniz, Rahip seçmeden önce, onun ruhunu temizlemek bana düşer. | Open Subtitles | لو لم تكن لديك الرغبة بمساعدتنا فسيكون علي أن أحاول تصفية روحها قبل أن يختار الآمر |
| Bu ruhunun tehlikede olduğu anlamına gelir, bu yüzden bir ayna... onun ruhunu çalabilir. | Open Subtitles | و هذا يعني ان روحها في خطر لذا فأن المراه يمكن ان تسرق روحها الا يقولون هذا ؟ |
| O bana her şeyi anlatır, evlat. onun ruhunu bilirim ben. | Open Subtitles | إنها تقول لي كل شئ، يا ولد أستطيع الرؤيا من خلال روحها |
| onun ruhunu kan ve ateş ile yok ettik. Sonra bedenini yaktık ki ruhu bir daha gezemesin. | Open Subtitles | طردنا روحها بالدماء والنار''، ''ثم أحرقنا جثتها كي لا تقوم روحها أبداً |
| onun ruhunu koymak için yaşayan bir beden mi istiyorsun? | Open Subtitles | قلت بأنك تريد أن تضحي بجسد حي تحل روحها فيه ؟ |
| Bir ülkede baştan sona bir yol yaparsan, çok geçmeden onun ruhunu da görürsün. | Open Subtitles | عندما أنشأت طريقاً عبرالمدينة. كنتِ قريباً سترين روحها. |
| Niyetimdeki gibi, vaazimin onun ruhunu doyurduğunu gördüm. | Open Subtitles | اشعر انها تتغذي على .روحها, كما كان المقصود |
| onun ruhunu öldürmüş o adam. | Open Subtitles | ذلك الرجل قتل روحها لقد فعل شيئاً فشيئاً كل يوم |
| Onun partisini bozmanız ayrıca onun ruhunu. | Open Subtitles | وأن تقوموا بتدمير حفلتها ، بالطبع لكن أيضاً تدمير روحها |
| Ve Elena benim onun ruhunu böyle paramparça etmemi istemezdi. | Open Subtitles | ولا أظنّها كانت ستودّني أن أمحق روحه على هذا النحو. |
| onun ruhunu cehenneme gönderen sürat değil, paniktir. | Open Subtitles | ليست السرعة هي التي ارسلت روحه الى الجحيم |
| Lord Imhotep'le O'Connell'ların son görüştüğünde, onun ruhunu yeraltına göndermişlerdi. | Open Subtitles | عندما صادف اللّورد أمحوتب أوكونيلس أرسلوا روحه الخالدة إلى الجحيم ليصبح بالقوة التي هو عليها |
| Maalesef siz benim bahsettiğim filmi asla göremeyeceksiniz çünkü şu insanlar, şu yöneticiler onun ruhunu çaldılar. | Open Subtitles | للأسف لن تروا هذا الفيلم الذي أتحدث عنه لأن إداريوا الأستوديو هؤلاء جردوه من روحه |
| Oldukça eminim ki, üçümüz arasında, onun ruhunu koruyabiliriz. | Open Subtitles | أنا واثق أنه بيننا نحن الثلاثة يمكننا حفظ روحه. |
| Ama sevdiğim bir insanı daha benden almasına izin vermeden önce onun ruhunu cehennemin kapısında karşılayacağım. | Open Subtitles | ولكن سوف أقابل روحه عند بوابات الجحيم قبل أن أدعه يأخذ شخصاً آخر أحبه. |
| Avının sıcak yüreğini çıkarıp elinde tutunca, onun ruhunu özgür bırakan avcının... hissettiği zevki öğrettim ona. | Open Subtitles | حينما يقطع الصياد قلب فريستة الدافىء . فأنة يحرر روحة |