"onun sesi" - Translation from Turkish to Arabic

• صوته
• صوتها

Şimdi esas olan diğer aracı kullanıcak bu da onun sesi.
وسوف يستخدم امر هام جدا ومحوري وهو صوته

Zaten makinedeki ses de onun sesi.
هذا في الحقيقة صوته على جهاز تسجيل المكالمات

Bana mı öyle geliyor, yoksa onun sesi mi derinleşti?
هل هو أنا فقط أم أن صوته يبدوا أعمق ؟

Artık sır olmaktan çıktı Theron hükmettiğiniz her şeyi istiyor. Susturmanız gereken ses, onun sesi.
مايرغب في السيطرة عليه ثيرون يجب عليك ألا تخرسي صوته

Hayır. yanlış ihbarmış. onun sesi olduğundan emin misin?
لا, كانت معلومة خاطئة, هل انت متأكدة انه كان صوتها ؟

Size cesur ve yürekli olmanızı söyleyen onun sesi.
صوته هو الذي يدفعكم كي تكونوا بواسل وشجعان.

Telesekreterde hâlâ onun sesi kayıtlı dolapta hâlâ onun giysileri var.
ما زال لديك صوته على الهاتف وملابسه في الدولاب

onun sesi değildi, ama benimle konuştu.
هو ما كان صوته , لكنّه تكلّم معي.

"Burası Londra" radyo programı aracılığıyla onun sesi Britanya Savaşı'nı evlerimize getirdi.
كان صوته هو ما يوافنا بأخبارحرببريطانيا... خلال حلقات برنامجه الإذاعي "هذه لندن"

' Ama onun sesi hiç yükselmedi. Ne de tehdit etti.'
لكنه لم يرفع صوته او يهدد ابداً

Ve o seninle konuştuğunda ona inan onun sesi rüyalarını mahvetse bile.
و عندما يتحدث إليك " آمن به " " على الرغم أن صوته يمكن أن يحطم أحلامك "

Ben onun sesi olabileceğimi düşündüm.
لقد ظننت أننى قد أكون صوته

Teyptekinin onun sesi olduğunu doğruladı.
لقد أكدت أن إنه كان صوته

Evet, ama onun sesi olmayacak ki.
نعم، لكن لن يكون هذا صوته

onun sesi bile beni çok etkiliyor.
أنا أحب صوته كثيرا.

onun sesi böyleyken-- Benim sesim böyledir.
صوته يبدو كهذا -وصوتي يبدو كهذا

Kayıtta onun sesi en yüksek çıkıyordu... mikrofon onun üzerindeydi. Bu kişi Trey'di.
كان صوته هو الأعلى على الشريط، الميكروفون كان معه، انه (تري)

- onun sesi güzel, kişiliği güzel. - Saçı, bakışları, herşeyi. Bir yıl önce onu kimse tanımıyordu, ama şimdi herkes tanıyor.
صوته ، شخصيته - شعره ، منظره ، كل شئ

Kayıttaki onun sesi mi?
هل هذا صوته الذي على الشريط؟

Ne söz vardı orada ne de dil ama onun sesi oradaydı. Yüce Tanrım.
لا خطاب ولا لغة رغم ذلك صوتها مسموع بينهم

onun sesi, bundan eminim.
إمرأة الإنشنتس هذا صوتها ، و أنا واثقة من ذلك