| Fakat o giderse onun yerini dolduracak tek kişi sensin. | Open Subtitles | لكن إن دخل السجن فهذا يعني أنّه عليك استلام مكانه |
| Sadece bir şampiyon olur, unutma. Kimse onun yerini alamaz. | Open Subtitles | هناك فقط بطل واحد ولا يمكن لاحد ان ياخذ مكانه |
| Tüm kardeşlerimiz arasında, onun yerini alacak olan tek kişiydin. | Open Subtitles | من بين جميع أخواتنا، كنت أنت المنشودة المعدة لأخذ مكانها. |
| Başka bir gün, bana onun kaza geçirdiğini ve onun yerini almamı istedi. | Open Subtitles | وفي اليوم التالي، أخبرني أنها تعرضت لحادث وأن آخذ مكانها. |
| Bay Hartley Menzies onun yerini alacaktır. | Open Subtitles | وسيقود الأوركسترا السيد (هارتلي مينغيز) بدلاً عنه |
| Borough saldırısı davasında onun yerini sen alacakmışsın. | Open Subtitles | سمعتُ إنّك سوف تحل محله في قضية تفجيرات "لندن". |
| Alexi'nin onun yerini alıp Slotko kollarının bağlantısını sağlamasını beklemeliyiz. | Open Subtitles | فنتوقع من أليكسي بأن يحل محله كمصدر أسلحة سلوتكو. |
| - Hayır. Tek yapman gereken onu salmak, ben onun yerini alacağım. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هوأنْ تُخلي سبيله وأنا سأحلّ محلّه |
| Mirageman'in yokluğunda sade vatandaş Psued-Robin onun yerini almaya karar vermiş. | Open Subtitles | بسبب غياب الرجل السراب مواطن يدعى شبه روبين قرر أخذ مكانه |
| Ne zaman onun yerini almak istersen, seni yanlız desteklerim. | Open Subtitles | عندما أردتِ أن تأخذي مكانه ، أنا الوحيد الذي دعمتك |
| onun yerini almaya çalışanlar usta bir marangozun oymalarını taklit eden çocuklar gibidir. | Open Subtitles | وأولئك الذين يحاولون أخذ مكانه هم مثل أطفال يحاولون نحت الخشب كنجار محترف |
| Ve bu kaybolur kaybolmaz, daha üst yörüngelerden bir elektron gelip onun yerini alıyor. | TED | عند اختفائه، هناك الكترون من الغلاف التّكافؤي ينتقل ويأخذ مكانه. |
| onun yerini bulana kadar ara vermeden çalışacaksın. | Open Subtitles | أنت فقط احاول العمل بأسرع ما يمكنني حتى تحدد مكانه. |
| Şimdi, destekçilerinizden birini kaybettiniz. Ben, onun yerini almak isterim. | Open Subtitles | لقد فقدت لتوك أحد أولئك الفاسدين و أريد أن آخذ مكانه |
| - Tamamen bilgilendirilmedim, ama sana saldıran adam onun yerini sordu değil mi? | Open Subtitles | انا لا اعرف المثير و لكن الرجل الذى هاجمك سألك عن مكانها |
| Neden sadece ondan kurtulup sonsuza kadar onun yerini alamıyorum? | Open Subtitles | لماذا لا يمكنك أن تتخلص منها و آخذ مكانها للأبد ؟ |
| Büyük bir şanssızlıkla karşılaşmak istemiyorsan onun yerini almaya çalışma." | Open Subtitles | كن مستعداً لسوء حظ عاثر ما كان يجب عليكِ أن تأخذي مكانها |
| Sağ olmanın tek nedeni, onun yerini kimseye söylememiş olman. | Open Subtitles | السبب الوحيد في بقاءك حيا أنك لم تخبر اي شخص عن مكانها |
| Molly, onun yerini ben alacağım. | Open Subtitles | (مولي), سوف أحٍل بدلاً عنه |
| Ama sen onun yerini almaya çalıştın. | Open Subtitles | ولكنك حاولت أن تحل محله بدلًا من ذلك |
| Oğlu da onun yerini tutamaz. Sen hiç inşaat da çalıştın mı? | Open Subtitles | إبنه يمكنه أن يحل محله |
| Ustası ölene kadar bir çırak ödüle sahip olamaz ancak öldüğünde onun yerini alabilir. | Open Subtitles | بالنسبة للتلميذ، لن تكون هناك مكافأة حتى يموت الأستاذ وسيحلّ محلّه |
| Prensip olarak Sharon'dan nefret ediyordun ama şimdi onun yerini alabilirsin. | Open Subtitles | لقد كرهتي شارون من حيث المبدأ قد تأتين الان لتحلين محلها |
| onun yerini alabilecek çellocular var, bulmana yardım edebilirim. | Open Subtitles | هُناك عازفو "تشيلو" يمكن أن يحلّوا محلّها, وسوف أساعدك لتجد واحداً. |
| Eğer bu yeni adam onun yerini geçiyorsa, onun hakkında çabucak bilgi edinmemiz gerek. | Open Subtitles | إن كان هذا الرجل الجديد هو بديله فعلينا التعرّف عليه بسرعة |
| Dünyanın Rod Garrett'tan kurtulması 7 yıl sürdü ve 15 dakika sonra yeni biri onun yerini almak üzere ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد استغرق العالم 7 سنوات ليتخلص من رود غاريت و بعد 15 دقيقة يظهر واحد جديد ليحل محله |
| Ama olan oldu. onun yerini dolduramayız. Asla. | Open Subtitles | لكن ذلك انتهى ولا يمكننا تعويضها |
| Herhangi bir sebepten dolayı şampiyon başarısız olursa, Sıradaki onun yerini alcak. | Open Subtitles | لو حدث وخسر الفائز لأي سبب فأول من يليه سيحل محله |