| Onunla bu şekilde konuşabildiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | حَسناً، أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك كُنْتَ كَلام معه مثل ذلك. |
| İyi bir insansın Tawney. Onunla bu şekilde ilgilenmen. | Open Subtitles | البقاء معه مثل ذلك |
| İstediği zaman yer. Neden Onunla bu şekilde konuşuyorsun? | Open Subtitles | هي سَتَأْكلُ عندما تُريدُ لماذا تتحدث معها هكذا ؟ |
| Eğer bir daha ben varken Onunla bu şekilde konuşursan... | Open Subtitles | , إذا تحدثى معها هكذا فى وجودى |
| Tıpkı duştaymış gibi. - Onunla bu şekilde konuşma. - Hayır, hoşlarına gidiyor. | Open Subtitles | لا تتحدث إليها هكذا - لا ، إنهم يحبون هذا - |
| Onunla bu şekilde konuşamazsın. | Open Subtitles | لا يجب التحدث إليها هكذا |
| Bir daha Onunla bu şekilde konuşmayacaksın. Tamam mı? | Open Subtitles | لا تتحدث معها هكذا ابداً مرة اخرى |
| Onunla bu şekilde konuşamazsın. | Open Subtitles | لا تتكلم معها هكذا |
| - Onunla bu şekilde konuşma dedim ben de! | Open Subtitles | ـ لا تتكلّمُ معها هكذا ؟ |
| Onunla bu şekilde konuşma. | Open Subtitles | لا تتحدث معها هكذا |
| Onunla bu şekilde konuşamazsın. | Open Subtitles | لا تتحدث معها هكذا |