| Joyce, Onunla olmam şart. Siz ikna edebilirsiniz. İkna etmeniz lazım. | Open Subtitles | (جويسي), أحتاج أن أكون معها يمكن أن تقنعيها , يجب أن تقنعيها |
| Chrissy'e olanlar gerçek ve benim Onunla olmam gerek. | Open Subtitles | ما حدث لـ (كريسي) هو أمر حقيقي وأحتاج لأن أكون معها |
| Onunla olmam gerek. | Open Subtitles | يجب أن أكون معها. |
| Eğer Rachel Kira ile o uçağa binerse, Onunla olmam gerekiyor. | Open Subtitles | لو أخذت (رايتشل) (كيرا) في طائرة. يجب أن أكون معها. |
| O zaman anladım. Onunla olmam gerektiğini anladım. | Open Subtitles | وقد علمت في الحال علمت أنني يجب أن أكون معه |
| Onu sevmediğini biliyorum ama Onunla olmam gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك لا تحبه لكن أنا بحاجة لأن أكون معه |
| Onunla olmam gerek. | Open Subtitles | و أنا يجب أن أكون معها |
| Ayrıca o akşam Onunla olmam gerekirdi. | Open Subtitles | وكان يفترض أن أكون معه فى تلك الليلة |