| - Hakkında tez yazıyorum. - Onunla tanışmak ister misin? | Open Subtitles | ـ أنا أكتب بحثاً عنه ـ هل تريد مقابلته ؟ |
| Yeni toprak sahibine, yeni komşusunun Onunla tanışmak istediğini söyleyin. | Open Subtitles | أبلغ السيد الجديد أن جاره الجديد يريد مقابلته |
| Her zaman Onunla tanışmak istedim. Bu adam gerçek bir kahraman. | Open Subtitles | دائماً يريدون مقابلته هذا الرجل بطل حقيقي. |
| -Ona Onunla tanışmak istediğimi söyle. -Seninle gerçekten tanışmak istiyor. | Open Subtitles | ـ أخبريها أننى أريد مقابلتها ـ إنه يريد مقابلتك حقا |
| Öyle mi? Tüm hayatım boyunca Onunla tanışmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت مقابلتها طوال حياتي إذن ستفعلين |
| Bak, eğer istersen seninle gelirim. Onunla tanışmak isterim. | Open Subtitles | . لكن إذا كنت تريد ، ان أذهب معك . أنا أود أن أقابله |
| Ama siz ikiniz gerçekten ciddiyseniz Onunla tanışmak isterim. | Open Subtitles | لكن لو أنكما تأخذان الموضوع بشكل جدى فانا أود مقابلته |
| Onunla tanışmak istediğini biliyordum. Mutlu olmanı istedim. Tek yapmak istediğim buydu. | Open Subtitles | أعلم بأنك أردت مقابلته ، علم بأنه ذلك سيسعدك سعيد ، هذا فقط ما كنت أريد فعله |
| Tabi eğer şimdi gelip Onunla tanışmak istemezsen. Büyük ihtimalle yeni erkek arkadaşındır. | Open Subtitles | الا اذا كنتِ تودين مقابلته الأن لابد وانه صديقكِ الجديد |
| Bunu ona kendin söyleyebilirsin. Onunla tanışmak üzeresin. | Open Subtitles | بإمكانك إخباره ذلك بنفسك أنت على وشك مقابلته |
| Ama Onunla tanışmak isteseydin nasıl biri olduğu hakkında fikir edinmek istiyorsan neden sadece gidip konuşmuyorsun? | Open Subtitles | لكن إذا أردتَ مقابلته الآن، وتأخذ فكرة عما يبدو عليه فلمَ لا تذهب فقط لمحادثته؟ |
| Onun hakkında konuşabiliriz. Onunla tanışmak ister misin? | Open Subtitles | يمكننا التحدث عن المسيح هل تريد مقابلته ؟ |
| - Ve Onunla tanışmak istiyorum. - Peki, bende orada olacağım. | Open Subtitles | و اريد مقابلتها حسناً , سأحصل الحق في ذلك |
| Başta Onunla tanışmak istemiyor gibiydim. | Open Subtitles | أتعلم, في البداية, لم أعتقد أنني اريد مقابلتها |
| Ama Onunla tanışmak istiyorsan, oda arkadaşı Bethany'e sorabilirsin. | Open Subtitles | لكن اذا كنت تريد مقابلتها , عليك ان تسأل زميلتها , بيثاني |
| Kızım daha 17 yaşında. Onunla tanışmak istemiştim. | Open Subtitles | ابنتى فى السابعة عشر وأنا حقاً أريد أن أقابله |
| Şahane yönetmeninle bir şeyler içeceğini söyledin, ben de Onunla tanışmak istedim. | Open Subtitles | قلتِ بأن لديكِ لقاء مع المخرج الكبير و أردتُ لقائه |
| Onunla tanışmak istiyorum. | Open Subtitles | كان أخي لأكثر من ثلاثة أسابيع اريد ان اقابله |
| İki hafta sonra döndüğümde Onunla tanışmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ألتقي به عندما أعود بعد إسبوعين. |
| Onunla tanışmak istememizin ana nedeni bu. | Open Subtitles | هذا السبب الأساسي الذي نريد أن تقابلها |
| Bence bu harika. Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه رائع، لا أستطيع الأنتظار لمقابلته |
| İşte bu yüzden Onunla tanışmak istemiyordum. | Open Subtitles | هذا بالضبط هو السبب الذي لم أرد لقائها من أجله |
| Eğer sen istersen tabii ki. Onunla tanışmak ister misin? | Open Subtitles | ولكن هذا أذا كنتُ تحب أن تقابله هل تحب أن تقابله؟ |
| Doğru. Yeni karınla birlikte geleceğini umuyordum. Onunla tanışmak çok isterim. | Open Subtitles | هل تعلم , كنت أتمنى أنك أحضرت زوجتك الجديدة كنت أحب أن ألتقي بها |
| Eminim Onunla tanışmak için can atıyorsunuzdur. Buyur, Marie. | Open Subtitles | متأكد من أنكم تقون للقائها تفضلي (ماري) |
| Çünkü, Adrianne bebeğim Onunla tanışmak isteyeceğim. | Open Subtitles | لان يا ادريان حبيبتى سوف اريد ان اقابلها |
| Her neyse, annen San Francisco'da yaşıyor ama Onunla tanışmak istersen arabayla buraya gelebilirmiş. | Open Subtitles | بأيّ حـال، والدتك تقطـن بسـان فرانسيسكو لكنها مستعدة للقيـادة إلى هنـا إن كنت راغبة في اللقاء بها |
| Bay Zedeck'e Onunla tanışmak istediğimi söylemiş miydiniz? | Open Subtitles | هل أخبرتَ السّيد زيديك أنّني ودَدتُ بمقابلته ؟ |