| 30 saniye üstümü değiştireceğim sen de onunla yalnız kalacaksın. | Open Subtitles | لقد غيّرت ملابسي في 30 ثانية فقط لتكوني وحيدة معه. |
| Eğer beni onunla yalnız bırakırsan eve döndüğünde yeni babanla karşılaşabilirsin. | Open Subtitles | إذا تركتيني وحدي معه ربما تعودين إلى المنزل وتجدي أن لديك أبا جديد |
| onunla yalnız kalmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين بأن تكون بمفردك معه ؟ ؟ |
| Seni onunla yalnız bırakacağımı düşünmedin, değil mi? | Open Subtitles | انتِ لم تُصدقي أنني قد أتركك وحدك معها اليس كذلك ؟ |
| O benim babam değil ve onunla yalnız gitmeyeceğim. | Open Subtitles | إنه ليس أبي، و لن أركب معه لوحدي. لا أريد... |
| Seni onunla yalnız bıraksam içine sıçıp batırmazsın değil mi? | Open Subtitles | هل يمكننى أن أتركك معها بمفردك دون إحداث أية فوضى؟ |
| - onunla yalnız konuşmak istiyorum. - Korkarım bu mümkün değil. | Open Subtitles | اريد التحدث معه على انفراد اخشى ان هذا غير ممكن |
| "Karanlık bir ortamda onunla yalnız kalmak istiyorum" tarzında. | Open Subtitles | لذلك اريد ان اكون معها لوحدي في مكان مظلم |
| Arada tampon bölge de yok çünkü Carrie'nin arkadaşıyla tüyüp beni onunla yalnız bırakacağını biliyorum. | Open Subtitles | ومع عدم وجود العازلة. أنا أعلم كاري فقط ستعمل تقشر مع صديقتها ومجرد ترك لي هناك وحدها معه. |
| Beni onunla yalnız bırakma. Sana-- | Open Subtitles | .. لا تتركني وحدي معها لقد أخبرتك |
| Güvenini kazanabilmem için beni onunla yalnız bırakmalarını istedim. | Open Subtitles | " طلبت منهم أن يتركوني لوحدي معها.." "لكي أتمكن من كسب ثقتها". |
| onunla yalnız başına kalmasından asla rahatsız olmadım. | Open Subtitles | ولم أشعر أن عليّ القلق كونها تكون وحيدة معه |
| onunla yalnız kalmak istiyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تريدين أن تكوني وحيدة معه. |
| Seni onunla yalnız bırakmak rahatsız ediyor beni. - Saçmalıyorsun. | Open Subtitles | لا أشعر بالأمان بتركك وحيدة معه |
| Ben bandaj getireyim. - Hayır Galia. Burada onunla yalnız kalamam. | Open Subtitles | كلا ، جاليا ، لن أبقى هنا وحدي معه |
| onunla yalnız kalmama izin bile vermiyorlar artık. | Open Subtitles | بالكاد يسمحون لي ببعض الوقت وحدي معه. |
| onunla yalnız kaldığında, geleceğim. | Open Subtitles | عندما تكونين بمفردك معه سوف أدخل |
| Evet, onunla yalnız başbaşa kaldığınızda. | Open Subtitles | نعم عندما تكون وحدك معها |
| onunla yalnız kalayım. | Open Subtitles | دعوني معه لوحدي |
| Mecbursam, evet. onunla yalnız konuşamazsın. | Open Subtitles | هذا واجبي، لا يمكنك الحصول على 5 دقائق معها بمفردك. |
| Kız üzgün olduğunda, onunla yalnız kalmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | و بعدها قالت انها ترغب بدقيقة معه على انفراد |
| Sen doğmadan önce, tam 2 sene onunla yalnız kaldım. | Open Subtitles | أنت، أنا كنت معها لوحدي لحوالي سنتين قبل أن تولد أنت ، أنت تدين لي |
| Bina görevlisi radyatörü tamir ediyordu ve beni onunla yalnız bırakma diye tutturdu. | Open Subtitles | السوبر تم تحديد المبرد وقالت انها لا تريد مني لتركها وحدها معه. |
| Ama Paris'e onunla yalnız gitmemi istemiyorsun. | Open Subtitles | ولكنكِ لا تريدينني أن أذهب إلى (باريس) وحدي معها |
| Bayan Keller, yardım etmeye söz verdiniz. Beni hemen onunla yalnız bırakın. | Open Subtitles | لقد وعدتي بمساعدتي سيدة (كيلر)، الآن دعوني لوحدي معها |
| onunla yalnız kalmak istiyorum, sakıncası yoksa. | Open Subtitles | أعتقد أنني أودّ أن أكون لوحدي معه إذا كان ذلك ممكن |
| Lütfen beni onunla yalnız bırakma. | Open Subtitles | أرجوك ، لاتتركنى بمفردى معه. |
| onunla yalnız konuşmam daha iyi olur sanırım. | Open Subtitles | وأعتقد أنه من الأفضل لو تحدثت معه وحدي |
| Ver bana. Gerçekten elinde bir tek gücünü alabilecek bir silah ile onunla yalnız kalmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدين حقاً أن تكون وحيدةً معه ومع السلاح الوحيد الذي يمكنه أن يأخذ قواكِ؟ |