| operasyonu yönetmek üzere onu bir S.E.A.L timiyle size göndereceğiz. | Open Subtitles | سوف ينتقل لكم هو وفريقاً من البحرية للإشراف على العملية |
| Ortalığı darmadağın etmene müsade ederek bu operasyonu riske etmeyeceğim. | Open Subtitles | و أنا لن أخاطرعلى أمن هذه العملية بـتركك تتخبط حولها |
| Aklı başında bir adam böyle bir operasyonu daha müsait bir akşamda yapabilirdi. | Open Subtitles | الرجل الحكيم كان يمكن أن يختار اقامة مثل هذه العملية في ليلة أخرى |
| Hastanın babası bypass operasyonu geçirmiş. | Open Subtitles | لقد أجرى والد المريضة عمليّة مجازةٍ قلبيّةٍ وريدية |
| Sen onların yanındaydım. Bu rehine alma operasyonu değil mi? | Open Subtitles | لانك كنت في القيادة هذه مهمة خطف اسري ,اليس كذلك؟ |
| Yani, biri tüm bu operasyonu planlamış ve finanse etmiş. | Open Subtitles | . أعني ، شخص ما خطط ومول هذه العملية بالكامل |
| Babam Belfast'ta görev yaparken müfrezesindeki çavuş bir gece sarhoş oluyor ve bölgenin yerlisi bir kıza ertesi günkü operasyonu anlatıyor. | Open Subtitles | عندما عمل أبي في بيلفاست رقيب في فصيلته شرب لوقت في الليل وقال لفتاة محلية ماذا كانت العملية في اليوم التالي |
| Bana bu operasyonu daha önce iki hastaya uyguladıklarını ve yazmakta oldukları bir makale için üçüncü bir kişiye ihtiyaçları olduğunu söyledi. | TED | فشرح لي أنهم أجروا العملية على مريضين من قبل، وهم في حاجة إلى مريض ثالث من أجل ورقة علمية كانوا يكتبونها. |
| Hızlıca, göreceğiniz şey, sahaya inmeden birkaç dakika önce Juliano Pinto dış iskeletli olarak topa vurdu ve bunu bütün kalabalığın önünde tekrar yaptı. Göreceğiniz ışıklar operasyonu tarif etmektedir. | TED | ما سترونه بسرعة هو جوليانو بينتو بالهيكل الخارجي وهو ينفذ ركلته قبل دقائق قليلة من النزول إلى أرض الملعب وتنفيذ الإنجاز الحقيقي أمام الجمهور كافة، والأضواء التي سترونها تصف العملية. |
| Bu operasyonu kontrol eden talimatlar çok ayrıntılı bir şekilde verilmeli. | TED | التعليمات التي تحكم هذه العملية يجب أن تقدم بالتفصيل الممل |
| Bu operasyonu yaptırmak için çaresizce çabalayan kadınların öykülerini okudum. | TED | قرأت قصص النساء، يحاولون جاهدات لإجراء هذه العملية. |
| Ezberleyin. Bu kadar aceleniz varsa operasyonu kendiniz gerçekleştirin. | Open Subtitles | راجعهم جيداً وأجري العملية بنفسك إذا كنت متعجلاً |
| Zaten zor olan bu operasyonu tehlikeye atma. | Open Subtitles | هذه العملية خطر كبير بما فيه الكفاية بدون مجيئك معنا |
| Çünkü biri fanatik, kültist ve kimbilir kimi göndererek bu operasyonu bozmaya çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما كان هناك شخصا يحاول تدمير العملية برمتها بإرسال هؤلاء المتعصبين و المخايبل إلى هنا |
| Yoksa üstünü kapatma operasyonu için mi buradasın? | Open Subtitles | ألهذا السبب أنت هنا؟ هل أنت جزء من عمليّة التستّر هذه؟ |
| Jack Bauer içeride, CTU'nun kurtarma operasyonu için keşif sağlıyor. | Open Subtitles | باور بالداخل يزود الوحدة بمعلومات إستطلاعية لــبدء مهمة إنقاذ للرهائن |
| Yengeç tutanlarla ilgili sorun dışında petrol operasyonu temiz görünüyor. | Open Subtitles | عمليات النفط تبدو نظيفة ،عدا مشكلة مع صيادي سرطان البحر |
| operasyonu yapıp yapmayacağımız konusunda nasıl karar verebilirim? | Open Subtitles | كيف يمكنني ان اقرر اذا كنت سأجري العمليه أم لا؟ |
| Bunun için çok pahalı bir kurtarma operasyonu başlatmak ve yeniden okyanusa çıkabilmek için bir dokuz ay daha beklemek zorunda kaldım. | TED | و لذلك إضطررت أن أقوم بعملية إنقاذ مكلفة للغاية بالإضافة للإنتظار لتسعة أشهر قبل أن أتمكن مجدداً من الخروج إلى المحيط |
| Rockman Havacılıktan Bay Wilson ve Bay Rosener ile tanışın. operasyonu izleyecekler. | Open Subtitles | تعرّف على السيد ويلسون والسيد روسنر من روكمن للطيران سوف يراقبوا المهمة |
| Her asker bu operasyonu öğrenecek ve görevini baştan sona kadar bilecek. | Open Subtitles | سيتعلّم كلّ جنديّ هذه العمليّة ويدرسمهمّتهمع أدقّالتفاصيل. |
| Sanırım başarılı bir kastrasyon (hadım etme) operasyonu yapabilecek kadar zekiyim. | Open Subtitles | اعتقد انى ذكيه بما يكفى لاداء عمليه خصى ناجحه |
| Şu an bizim yapmamız gereken, bir kurtarma operasyonu hazırlamak. | Open Subtitles | الآن، ما سنقوم بعمله هو التخطيط لعملية انقاذ طارئة |
| Şu anda hazırlanıyor, ve doktorlardan biri operasyonu vekaleten yapacak. | Open Subtitles | إنهم يجهزونها الآن, وأحد الأطباء سيقوم بالعملية. |
| Fakat bu devasa operasyonu yürütmek masraflıydı. | TED | ولكن إجراء تلك العمليات الضخمة لم يكن رخيصاً. |
| Kurban operasyonu başladı. | Open Subtitles | عمليةِ عيد الفصح ، ستبدأ لاعب خلف الوسط إلى النهايةِ الضيّقةِ. |
| Ama bir süredir kardiyotorasik cerrahiyle ilgileniyor, ve bu operasyonu daha önce gördü. | Open Subtitles | لكنها كانت مركزة على جراحة القلب لفترة و هي رأت الجراحة من قبل |
| Kobra operasyonu acil durumu. | Open Subtitles | ''قابليني عند ''غراني ''إنّها حالةٌ طارئة لعمليّة ''كوبرا. |