| Gördüğünüz gibi düşmeye başlayınca bot karşı tarafa geçti, ve adam da orada duruyor. | TED | يمكنكم رؤية أنها بدأت تتدحرج هنا، والقارب قد تحرك إلى الجهة الأخرى، والرجل يقف هناك. |
| Kocaman, birinci sınıf bir otel orada duruyor ve direk bu çöp yuvasına bakıyor. | Open Subtitles | لدى فندق فخم يقف هناك... . و يطل على القاذورات الرخيصه |
| Kocaman, birinci sınıf bir otel orada duruyor ve direk bu çöp yuvasına bakıyor. | Open Subtitles | لدى فندق فخم يقف هناك... . و يطل على القاذورات الرخيصه |
| Ve kızım, beyaz kadın orada duruyor diye, bedava peyniri istemiyormuşsun gibi davranma. | Open Subtitles | وثالثاً، لا تتظاهري أنك لا تحبين الجبنة المجانية لأن هذه الطفلة البيضاء تقف هناك |
| Senin tanımıyormuş gibi yaptığın kadın, her nasıl oluyorsa köpeği orada duruyor. | Open Subtitles | و التي تصر على التظاهر بأنك لا تعرفها رغم أن كلبها واقف هناك |
| Avukat hanim neden bütün konusmayi siz yapiyorsunuz da müvekkiliniz dut yemis bülbül gibi orada duruyor? | Open Subtitles | أيتها المستشارة، لماذا تقومين بكلّ الحديث وموكلتك جالسة هناك صامتة مثل أبو الهول؟ |
| Hinty'nin cep sinyali orada duruyor. | Open Subtitles | إشارة هاتف هنتي الخلوي تتوقف هناك |
| Neden orada duruyor? | Open Subtitles | لماذا يقف هناك ؟ |
| Çünkü bu... tam orada duruyor. | Open Subtitles | لأن هذا يقف هناك. |
| Neden orada duruyor? | Open Subtitles | لماذا يقف هناك ؟ |
| - Sadece orada duruyor. - Şerif Departmanı. | Open Subtitles | أنهُ يقف هناك فحسب ؟ |
| Neden öyle orada duruyor? | Open Subtitles | لماذا يقف هناك فقط ؟ |
| Sadece orada duruyor Efendim. | Open Subtitles | -إنه يقف هناك فحسب |
| orada duruyor. Elidne bir beratta adamın kafasına doğrultmuş. Titriyor. | Open Subtitles | كانت زهرة الكرز تقف هناك شاهرةً مسدساً من طراز بريتا مصوباً على رأسه, وكانت ترتعش |
| Herkes bu kadar çalışıyor ama o sadece orada duruyor. | Open Subtitles | يبذل الجميع جهدهم بينما تقف هناك في حالة اللامبالاة |
| Beni iyice rezil edecek bu durum. Mona orada duruyor. | Open Subtitles | بدأت الأمور تؤول لصالحك مونا تقف هناك |
| Bir saattir orada duruyor. | Open Subtitles | إنه واقف هناك منذ ساعة |
| Neden hep orada duruyor? | Open Subtitles | لماذا هو مجرد واقف هناك ؟ |
| Sadece orada duruyor. | Open Subtitles | إخرس إنها فقط جالسة هناك |
| Hayır, orada duruyor. | Open Subtitles | لا، إنها تتوقف هناك |
| Sabahtan beri orada duruyor ve yalandan cüzdanına uzanır gibi bile yapmadı. | Open Subtitles | إنها هناك منذ الأزل، وهو لم يحاول حتى تمثيل الاقتراب من محفظته. |