| Daima oradan oraya dolaşıp duruyor. Son baktığımızda Hong Kong'dan dönüyordu. | Open Subtitles | انها دائماًما تتجول هنا وهناك من الشرق للغرب مع ذلك عندما بحثت وجدت انها ذهبت لهونج كونج |
| Sanki bir seferdeymiş gibi, ölümcül Gücüyle birlikte ışın kılıcını savurarak günlerini oradan oraya koşuşturarak harcayan bir adamdan böyle ironik sözler duymak tuhaf doğrusu. | Open Subtitles | كلمات ساخرة من رجل قضي ايامه يجري هنا وهناك |
| Çocuklar bile, bu dur durak bilmeyen döngüyü, oradan oraya gidip gelmeleri sonlandırmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | حتى الأطفال لايفكرون بشيئ سوى إيقاف تلك النهاية المؤثرة هذا التسرع هنا وهناك |
| Çünkü pinpon topu gibi oradan oraya atılmaktan bıktım. | Open Subtitles | من تشتيتي في الأنحاء مثل كرة البنج بونج من المسؤول بحق الجحيم ؟ |
| Oklahoma'lı çifti bir yıl boyunca oradan oraya dolaştırıp durdum. | Open Subtitles | كنت أقود المعتوهان في الأنحاء لمدة سنة. |
| oradan oraya taşınırken büyüdüm. | Open Subtitles | كنت أكبر بينما نواصل التنقل من مكان لآخر |
| Sokaklar incik boncuk satan seyyar satıcılarla dolu ve insanlar oradan oraya koşturuyorlar. | TED | والشوارع ممتلئة بالباعة المتجولين وهم يبيعون الحلي. والناس تنتقل بصخب من مكان إلى آخر. |
| Yardım etmek isterdim ama istediğimi oradan oraya almak yetkim dahilinde değil. | Open Subtitles | لكنت سأود مساعدتكِ لكنه ليس ضمن سلطتي لجلب الرجال من هنا وهناك كما تفضلتِ |
| Veyahut tıpkı eskiden olduğu gibi bir kez daha Chuncheon'daki Yoo hanesi tarafından kenara itilip sarayda oradan oraya geçerek en nihayetinde kuzey bölgelere mi gönderilelim? | Open Subtitles | أو يجبُ علينا أن نكونَ مثل ذي قبل، كونكَ مطارداً من قبل الملكة يو الهربُ هنا وهناك |
| Ri Na bütün gün oradan oraya dolaşmaktan acıkmış olmalı. | Open Subtitles | ايقو ، عزيزنا ري نا جائع بسبب ركضه هنا وهناك طوال اليوم |
| oradan oraya koşturduğun için hüsrana uğramış olmalı. | Open Subtitles | لابُد أنه يشعرُ بالاحباط لأنكِ تستمرّين بالفِرار منْ هنا وهناك. |
| Sonra koruyucu aile sistemine dahil oldum ve oradan oraya atlayıp durdum ta ki Siobhan beni evlat edinene kadar. | Open Subtitles | وكنت وقتها صغيراً وبعدها صرت في نظام الرعاية وتنقلت هنا وهناك لبعض الوقت |
| Ailesi yangında vefat eden ve çöp gibi oradan oraya atılan biziz. | Open Subtitles | نحن من هلك والداهم في حريق ونحن من نُرمى هنا وهناك. |
| Seni gülerken, oradan oraya zıplarken görüyorum. | Open Subtitles | أراك تبتسم ، وتقفز هنا وهناك وأفكر أحيانًا ... |
| Görünüşe göre, oradan oraya gezip duruyor. | Open Subtitles | يبدو أنّها تبقى تتحرّك هنا وهناك |
| - oradan oraya uçarmış. | Open Subtitles | هي تطير هنا وهناك. |
| Yapma böyle adamım. Adı batasıca pinball topu gibi oradan oraya zıplıyorum. | Open Subtitles | هيا , انني اتأرجح في الأنحاء مثل كرة "بين بول" لعينة |
| Tüm hayatım boyunca sürekli oradan oraya itilip kakıldım, ordu ve Torchwood tarafından. | Open Subtitles | لقد دُفعت طيلة عمري من مكان لآخر بواسطة الجيش .. وتورشوود |
| Hepimiz büyük göçler gibi oradan oraya koşuşturuyoruz. | Open Subtitles | كل ما نقوم به هو الهرولة من مكان إلى آخر في هجرة جامعية كبيرة. |