| Ama üzülerek, bugün diller benzeri görülmemiş bir oranda ölüyor. | TED | لكن اللغات اليوم بكل أسف تموت بمعدل لم يسبق له مثيل |
| Yakın zamanda, küçük cam boncuklara... ...hidrokarbon özü koyarak ve... ...boncukları, doğru oranda, yuva girişinin içine, aşağıya nazikçe yuvarlayarak bunu kanıtladık. | TED | ولقد شرحنا هذا مؤخراً عن طريق وضع المواد الهيدروكربونية المستخرجة في الخرز الزجاجي الصغير، واسقاط الخرز برفق في مدخل العش بمعدل مناسب. |
| Tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu. | TED | تتبيلة الماء المالح وتتبيلة السكر البني ,عملت بشكل جيد جداً كذلك .حيث قللت من نسبة المواد المسرطنة بنسبة 60 بالمئة |
| Kırmızı alan, yani 2030'daki çalışma çağındaki olası nufüs şimdiden sabitlenmiş durumda, yüksek oranda bir göç olmazsa tabii. | TED | المنطقة الحمراء، أو اليد العاملة النشيطة في 2030، تدق اليوم أبواب التقاعد، إلا إذا ارتفعت معدلات الهجرة بشكل أكبر. |
| Neden mi? 2000'lerin başında daha yüksek oranda güvenilir insana sahip ülkelerin refah düzeylerinin daha fazla olduğunu göstermiştim. | TED | لماذا؟ لقد تبين لي في بداية هذه الألفية ان الدول التي لدى سكانها نسبة ثقة مرتفعة هي الأكثر إزدهاراً |
| İnsanlara sağlık koruma hizmetleri bu oranda ulaştırıldığı sürece, hedeflere ulaşamayız. | TED | نحن لن نصل إلى أهدافنا إن قمنا بتزويد الناس بالصرف الصحي على المعدل. |
| Dünya çapındaki gelirler, geçtiğimiz 10 yılda tarihte olduğundan daha hızlı bir oranda arttı. | TED | الدخل في العالم قد نما بمعدل أسرع في العقد الماضي أكثر من أي وقت مضى في التاريخ. |
| Bilimin ürkütücü bir oranda büyüdüğü doğrudur. | TED | فما دام العلم مستمرا في التراكم بمعدل ينذر بالخطر. |
| Washington eyaleti ülkedeki diğer önde gelen eyaletlerden daha yüksek oranda küçük işletmelerin işlerini meydana getiriyor. | TED | توفر ولاية واشنطن وظائف في المقاولات الصغرى بمعدل أعلى مقارنة بأي ولاية كبرى في البلد كله. |
| ABD'de evcilleştirilmiş bal arılarının sayısı endişe verici bir oranda azalmaktadır. | TED | عدد نحل العسل الداجن في الولايات المتحدة قد ظل ينخفظ بمعدل خطير. |
| Bu tek fotoğraf size Mars atmosferinin değiştiğini söylüyor, büyük oranda değişti. | TED | هذه الصورة تخبركم أن مناخ المريخ قد تغير، وقد تغير بشكل كبير، |
| Kar ne kadar sıkışırsa içindeki hava o oranda dışarı çıkar. | Open Subtitles | كلما ضُغِط الثّلج بشكل أكبر كلّما أُجبرَ الهواء من الخروج منه |
| Bu büyük oranda ebenin yeteneğine ve tecrübesine dayanmaktadır. | TED | وهي تعتمد بشكل كبير على مهارة وخبرة القابلة. |
| Dikkat bozukluğu olan çocuklarda az oranda beta dalgalari ve yuksek oranda theta dalgalari bulunur. | TED | الأطفال الذين لديهم هذا الاضطراب لديهم نسبة منخفضة من موجات بيتا في حالة التركيز ونسبة كبيرة من موجات ثيتا. |
| Bir ünite insülinin kan şekerini düşürebildiği oranda insüline duyarlısındır. | TED | كلما زادت نسبة السكر في الدم إنخفاضا كلما كبرت حساسيتك للأنسولين. |
| Dikkatinizi verdiğiniz kareye bağlı olarak, beyninizin belirli kısımları yanıp sönme oranıyla aynı oranda yankılanmaya başlayacaktır. | TED | استنادً على أي من هذه الومضات توليها انتباهك، ستبدأ أجزاء معينة في دماغك بالاستجابة بنفس المعدل بما يساوي معدل الوميض. |
| İlk testlere göre, maktulun beyin sapında yüksek oranda serotonin bulundu. | Open Subtitles | الإختبارات الأوليه تشير إلى أن الضحية كان لديه تركيز مرتفع من السيروتونين في منشأ المخ |
| Bence sürdürülebilir enerjinin geleceği büyük oranda kaçınılmaz, ama uzayda seyahat eden bir medeniyet olmak kesinlikle kaçınılmaz değil. | TED | اعتقد أن مستقبل الطاقة المستدامة حتمي إلى حد كبير، لكن أن نصبح حضارة تسافر عبر الفضاء ليس حتميًا بالتأكيد. |
| demesini umarak. Ve şimdi yüksek oranda depresyon ve endişe altında kayboluyorlar, bazıları da merak ediyor, bu hayat yaptığımız bunca şeye değer mi? | TED | وهم يُدمَّرون الآن بمعدلات عالية من القلق والاكتئاب وبعضهم يتساءلون ما إذا كانت هذه الحياة تستحق كل هذا العناء. |
| Peki bu kadar bol ve değerli bir madde, daha az değerli maddelere kıyasla neden çok daha az bir oranda geri dönüştürülmektedir? | TED | فلماذا مثل هذه المادة الوفيرة والقيمة لا تسترد بأي شكل بالقرب من معدل استرجاع المواد الأقل قيمة؟ |
| Bedeninizi sertleştirebilir ve yaşlanmanın etkilerini ciddi oranda azaltabilirsiniz. | Open Subtitles | "بهِ تجعل جسدكَ أصلد، وكذلك تُبطئ من مُعدل شيخوختكَ" |
| Bir yıldız yağmuru galaksisi büyük bir oranda yıldız yaratır. | Open Subtitles | مجرّة الانفجار النجمي هي المجرّة التي تصنع النجوم بمعدّلٍ أسرع |
| Ama bu, hayatını önemli bir oranda kısaltır. | Open Subtitles | سيقلّل هذا من حياته بشكلٍ ملحوظ |