| Beni orkideleri sevmeye iten sebebi aslında özellikle orkideleri sevmem. | Open Subtitles | لم يكن السبب هو حبي لأزهار الأوركيد لست حتى من محبي الأوركيد بشكل خاص |
| Burası araştırma ekibinin orkideleri bulduğu yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي وجد فيه فريق الاكتشاف الأوركيد |
| Bak orkideleri almak için 1 haftadan az zamanımız kaldı. | Open Subtitles | حسناً، لدينا اقل من اسبوع للحصول على ذلك الأوركيد |
| Babam oraya gidip, orkideleri ve şarabı iptal etmesini söylemiş ama ben onları istiyordum, özellikle orkideleri. | Open Subtitles | والدي كان قد ذهب الى هناك ليخربها أن تلغي أزهار الأوركيد و النبيذ خاصة تلك الأزهار |
| Ve lise öğrencisi çocuklarımız fakirlerin yaşadığı bu bölgede phalaenopsis orkideleri yetiştirecekler. | TED | وسيكون لدينا اطفال في الثانوية يربون بساتين الاوركيد داخل وسط المدينة. |
| orkideleri hobi olarak yetiştirirdi ve daha çok içki içer, onlardan daha çok bahsederdi. | Open Subtitles | كانت تزرع الأوركيد كهواية، وكلّما احتست مزيداً من الجن كلما تحدّثت عنها |
| orkideleri bilmeyen biri için karanlık, sarkık ve çirkindir ama onu bilirseniz yaşadığı onca şeye nasıl uyum sağladığını bilirseniz hayatta kalmak için ne kadar güçlü olması gerektiğini anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | بالنسبةِ لمن لا يعرفُ الأوركيد... إن هي إلا شيءٌ أسودُ متهدّلٌ وقبيح إلا لو عرفتَها... |
| Demek Kathy'ye orkideleri getiren sendin. | Open Subtitles | (أنت الذى أحضر إلى (كاثى "زهور "الأوركيد ؟ |
| Evet, ben de orkideleri severim. | Open Subtitles | أنا أحب الأوركيد |
| Cini ve orkideleri. | Open Subtitles | نبيذها وزهورها الأوركيد. |
| Ben en az bir o kadarda onun orkideleri toplamaktaki güçlüğü ve tehlikeyi sevdiğine inanmaya başladım. | Open Subtitles | أميل إلى الإعتقاد بأن شغفه بالصعوبات ... والنكبات المرافقة لصيد وقطاف الاوركيد يوازي حبه وشغفه بالاوركيد بحد ذاته ... |
| Ve Orlean, orkideleri çok büyüleyici yapıyor. | Open Subtitles | (أيضاً شخصية (اورليان تضفي رونقاً على أزهار الاوركيد |
| orkideleri hep çok severdi. | Open Subtitles | لطالما أحبّت زهور الاوركيد |