| Salazar ortadan kaybolmadı birşeyler çeviriyor | Open Subtitles | إن سالازار ليس من النوع الذي يختفي فحسب. لقد حدث شيء ما. |
| Yani babam ortadan kaybolmadı ya. | Open Subtitles | أعني، أن أبي لم يختفي فحسب |
| Güzel bir şey gibi. Her taraftaki bilgisayarların aksine, kağıt gerçekten ortadan kaybolmadı, çünkü birçok, bence, değerli varlığa sahip. | TED | رغماً عن الحاسبات في كل مكان، لم تختفي الأوراق لأنها تمتلك الكثير من، أعتقد، الصفات القيّمة |
| O ortadan kaybolmadı baba. | Open Subtitles | انها لم تختفي فحسب أبي |
| Aniden ortadan kaybolmadı! | Open Subtitles | ! إنها لم تختفي ببساطة |
| Kelly ortadan kaybolmadı. | Open Subtitles | (كيلي) لم تختفي |
| ortadan kaybolmadı. | Open Subtitles | إنها لم تختفي. |