| Gerçekten seviyorum ama bu puşt ortalıkta olduğu sürece seninle birlikte olamam. | Open Subtitles | حقاً، لكن طالما هذا اللعين الصغير بالجوار لا يمكنني أن أكون معك |
| Bir süredir ortalıkta benzer veriler dolaşıyor. | TED | لماذا لم يلاحظ أحد هذا من قبل؟ بيانات مشابهة كانت بالجوار لبعض الوقت. |
| Ajan David'in ortalıkta avlandığının farkında olanlar, bir tek biz değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا الوحيدين الذين نعلم أن العميله دافيد تتصيد فى الجوار |
| Sizin kuruluşunuzdaki açık bulunana kadar ben pek ortalıkta olmayacağım. | Open Subtitles | وحتى أن أجد الثغرة داخل منظمتك سأظل متواريا عن الأنظار |
| Ezelden beri varmış. Zamanın başlangıcından beri ortalıkta olan bir tip yani. | Open Subtitles | لقد كان موجوداً منذ الأبد لبعض الوقت كان نوعاً ما صديق |
| ortalıkta neredeyse yirmi kilo fazlayla geziyorsun ve fena değilsin? | TED | تتجول في الأرجاء وتحمل معك وزنك الزائد بحوالي 20 كغ، هل أنت بخير؟ |
| Gaz odaları çalışamaz duruma geldi gelen trenler günlerce bekletildi ve yüzlerce ceset gömülmeden ortalıkta bırakıldı. | Open Subtitles | غرف الغاز توقّفت القطارات الواصلة إستمرّت منتظرة لأيام ومئات الأجسام رقدت فى الأنحاء بدون دفن |
| Yaşlı kadınlardan ve onların ortalıkta olmalarından hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أخبرتك، أني لا أَحب السيدات الكبيرات السن أنا لا أحبهم بالجوار |
| Aklıma gelmişken, ortalıkta dolanıp armonika çalan bir adam gördün mü? | Open Subtitles | بالمناسبة هل تعلمين اي شئ عن رجل يتجول بالجوار عازفا علي هارمونيكا ؟ |
| Bütün gün ortalıkta dolanıp... bu işlerle uğraşıyorum. | Open Subtitles | طِوال النهار، غالبا، انا الف بالجوار . وفقط و أعتني بالعمل. |
| - Yeter! Kardeşimin siz egonuzu tatmin edin diye homolar gibi ortalıkta dolaşmasına izin veremem. | Open Subtitles | أنا لا أملك أي أخ . يمشي بالجوار ليشبع رغباتك |
| ortalıkta da bir sürü laf dolanıyor. Herkes gergin durumda. | Open Subtitles | إنها غريم، وكما تعلم، هناك الكثير من الكلام في الجوار. |
| Altı aydır kapı komşularıyız ve tek gördüğüm ortalıkta kamburunu çıkararak dolaşan şişman kardeşi. | Open Subtitles | نحن نسكن في جوارهم منذ ستة أشهر.. والوحيدة التي أراها هي أختها السمينة التي تتجول في الجوار. |
| Sen hallet öyleyse. ortalıkta gözükmemem lazım. | Open Subtitles | إذم تولي أنتِ الأمر، فعلي البقاء بعيداً عن الأنظار. |
| Herkes bize "Saklan. Geri çekil. ortalıkta gözükme" diyor. | Open Subtitles | كل واحد يقول لنا أختبئ ، أرجع ، ابقى بعيدا عن الأنظار |
| Blasanov ortalıkta olmadığından... sakızımı bulmak için masasını ararken... kazara bu bilgiye ulaştım. | Open Subtitles | وبما أنه لم يكن موجوداً فتشت في أدراجه عن الصمغ المفقود فعثرت على هذه المعلومات مصادفة |
| Piskopos sinirden mosmor olmuş, iç çamaşırlarıyla ortalıkta koşuşturmaktaydı. | Open Subtitles | الأسقف وجهه ملطخ بالأحمر يكرض في الأرجاء بملابسه الداخليه |
| Sen o şeyle ortalıkta dolaşırken uyuyamıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع النوم بسبب نقرك بهذا الشيء في الأنحاء |
| Sonra başka satıcılara gidiyorum... ..ama ne olduysa, kimse ortalıkta yok. | Open Subtitles | لذلك، أذهب لأماكن أخرى و لكن ولسبب ما فلا أحد يكون متواجداً |
| Bir çocuk daha ebeveynlerinden biri olmadan büyümek zorunda kaldı çünkü o canavarı durduracak Flash ortalıkta yoktu. | Open Subtitles | والآن طفل آخر عليها أن يترعرع دون أحد والديه لأن البر لم يتواجد ليوقف ذاك الوحش |
| 24 saattir ortalıkta yokum diye yerime başkalarını mı koyuyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا ؟ ،لقد إختفيت لـ 24 ساعة وإستبدلتوني بالفعل ؟ |
| ortalıkta görünmediğin onca zaman işte olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | كل ذلك الوقت الذي اختفيت به كنت اعرف انه ليس عمل |
| Piliç, bütün o mal ile tek başına ortalıkta dolanmak istemiyordu. | Open Subtitles | لم تكن تريد التجول بمفردها مع كل تلك الكمية من البضاعة |
| Şimdi de Danny Boy Flynn... ortalıkta dolaşıp savunduğun her şeyle alay ediyor... ve sen bunu görmüyorsun bile. | Open Subtitles | يتجول هنا وهناك صانعا أضحوكة من كل شيء آمنت به وحاربت من أجله وأنت لا تريد رؤية هذا |
| Adamımız altı ay önce cezasını tamamladığından beri ortalıkta yok. | Open Subtitles | إذاً ، هذا الرجل كان مختفي منذُ أن اكملَ عقوبتهُ قبلَ ستةِ أشهر |
| Üzgünsün, adımı sayıklayıp duruyorsun, çünkü çok uzun süreden beri ortalıkta görünmüyorum. | Open Subtitles | اليزابيتا، أنت تنادينني ، و أنت حزينة أيضاً لأنني غائب منذ فترة طويلة |
| Saatlerce yürüdük... ..küçük bir köye kadar, ortalıkta kimse yoktu. | Open Subtitles | لقد مشينا لساعات بين قرى صغيرة متواجدة فى أماكن مجهولة |