| Sürüş denemesi yapmak istiyorum ama annemle babam ortalarda yok. | Open Subtitles | أريد أن أتدرب على القيادة لكن أبي وأمي ليسا بالجوار | 
| Barış Gönüllüsü tipler sadece kimseye yardımları dokunmadığını anlayana dek ortalarda dolanır. | Open Subtitles | منظمات السلام دائما ما تقول: ابق بالجوار فترة كافية كي تدرك أنهم لا يساعدون أي شخص | 
| Göz ardı etme şartlandırması daha çok tasdik edilen şartlanma gibi mi yoksa imha makinesi gibi mi, ya da ortalarda bir yerlerde mi ? | TED | هل سنكون أقرب لحالة الشكر ، أم حالة التقطيع ، أو في الوسط بينها ؟ | 
| O yüzden ölçekte o harika noktayı yakalamam lazım, bu durumda ortalarda bir yerde. | TED | لذا علي أن أجد المكان المناسب على المقياس، في هذه الحالة، المكان المناسب هو في الوسط تقريبًا. | 
| Sen ortalarda yokken geçirdiği onca yılı bu sözler telafi eder mi? | Open Subtitles | و أنت لم تكن متواجداً أثناء أهم مرحلة من حياتها؟ | 
| Dante bittiyse, Katya da bitmiştir. Neden hâlâ ortalarda dolaşıyor? | Open Subtitles | لو طار دانتى لطارت كاتيا لماذا هى مازالت موجوده بالمشهد ؟ | 
| Çünkü uzun zamandır ortalarda olmayan akrabasın değil mi? | Open Subtitles | لإن لديك قريب غائب منذ فترة طويلة ، صحيح ؟ | 
| Ben ortalarda olmayınca insanların tuhafına gidecektir. | Open Subtitles | عائلتك ستشعر بالغرابة إن لم أكن متواجدة. | 
| Sen ortalarda yokken Jakob Vries'in koruma ekibindeki dört ajan baygın halde bulundu. | Open Subtitles | منذ أن اختفيتِ الأربع عملاء الخاصين بمراقبة (جايكوب فريس) وجدوا مغماً عليهم | 
| Adam, yaklaşık 2 milyon dolar ve bir silahla ortalarda dolanıyor. | Open Subtitles | الشخص الذي كان يقود بالجوار مع 2 مليون دولار من النقد تقريباً ويحمل مسدساً. | 
| - Ne zamandır ortalarda yoksun! | Open Subtitles | يا رجل، إنّك لم تتردد بالجوار .منذُ فترة طويلة | 
| Siz o şeylerle savaşırken ben ortalarda olamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أكون بالجوار مع كل ما تفعلونه تلك الأشياء التي تقاتلونها | 
| Umarım patladığında ortalarda olurum. | Open Subtitles | أتمنى أن أكون بالجوار عندما تنفجر | 
| ortalarda dolaşan bir yankesici varmış. | Open Subtitles | سمعت أن هناك نشّال حافظات يجول بالجوار. | 
| Yani yakınlaştıkça, bilirsiniz, dünyayı görebilirsiniz, tam da şurada ortalarda. Bu nedenle biz de sanat merkezine kadar yakınlaştık. | TED | و بينما نقوم بتكبير الصورة، تستطيعون رؤية الأرض في الوسط. و قمنا بتكبير الصورة على مركز الفنون. | 
| Sonra, üçüncü bomba ortalarda bir yerlerde olmalı. Belki Chicago'da. | Open Subtitles | حسناً الثالثة في مكان ما في الوسط "ربما " شيكاغو | 
| Sonra, üçüncü bomba ortalarda bir yerlerde olmalı. Belki Chicago'da. | Open Subtitles | حسناً الثالثة في مكان ما في الوسط "ربما " شيكاغو | 
| Annem öldü, babamsa hiç ortalarda olmadı. | Open Subtitles | والدتي توفت، ووالدي لم يكن متواجداً أبداً | 
| - Kafasında bir çivi var çünkü işini yapmak için ortalarda görünmedin. | Open Subtitles | -هنالك مسمار في رأسه لأنك لم تكن متواجداً لتؤدي عملك | 
| Elliot'un babası pek ortalarda değildir. | Open Subtitles | اقصد ،، أعلم أن والدَ (إليوت) ليسَ متواجداً كثيراً | 
| - ve sekreteriniz de ortalarda yoktu. - Sorun değil. | Open Subtitles | والسكرتيره لم تكن موجوده لا بأس | 
| Eddie'nin yerinde Kat ortalarda olmadığında ona bakıyordum. | Open Subtitles | كنت أعتني به في ملهي "إيدي" حينما لا تكون "كات" موجوده | 
| Eğer dediği gibi baba ortalarda yoksa, ...aradaki farkı sezmesi de mümkün değil. | Open Subtitles | أذا كان الأب غائب كما تقول, من المحتمل أنة لن يعرف الفرق. | 
| Dün akşamdan beri görmedim. Bugünlerde ortalarda görünmüyor. | Open Subtitles | حسناً , أنا لم ارها منذ الليلة الماضية إنها ليست متواجدة هذه الأيام | 
| Sen ortalarda yokken Jakob Vries'in koruma ekibindeki dört ajan baygın halde bulundu. | Open Subtitles | منذ أن اختفيتِ الأربع عملاء الخاصين بمراقبة (جايكوب فريس) وجدوا مغماً عليهم |