"ortaya çıkarıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تكشف
        
    • يبرز
        
    • تُظهر
        
    • صانعًا
        
    Ortalamadaki bu tür dengesizlik hükümetler ve işletmeler için çok mühim bir zorluğu ortaya çıkarıyor. TED إن هذه الأرقام التفصيلية تكشف عن التحدي الحاسم الكامن للحكومات وللشركات.
    Kepler'in verileri gezegenlerin boyutunun yanında, onların kendi ana yıldızlarına olan uzaklığını da ortaya çıkarıyor. TED تكشف بيانات كبلر أحجام الكواكب وكذلك بُعدها عن النجم الأم لكل منها.
    Ancak Özgürlük Heykeli'ne atılan bir bakış evrenin başlangıcını bekleyen bir sonraki zorlu işi ortaya çıkarıyor. Open Subtitles لكن نظرة لتمثال الحرية تكشف التحدى التالي الذي ينتظر الكون الناشيء.
    Ve bu şampuan, sarışın parlaklığını ortaya çıkarıyor. Open Subtitles وهذا... الغسول... ''يبرز شعركِ الأشقر''.
    Squash benim rekabetçi yanımı ortaya çıkarıyor. Open Subtitles يبرز في الاسكواش بلدي الجانب التنافسي.
    Bu uydu fotoğrafı kocaman ve düz bir buz yüzeyi ortaya çıkarıyor. Open Subtitles تُظهر صورة القمر الصناعيّ هذه مساحة ضخمة من المسطّحات الجليديّة
    İlk hızcı olduğu yalanını ortaya çıkarıyor. Bu efsaneyi yayıp, çağlar boyunca kendine müritler topluyor. Open Subtitles صانعًا كذبة بأنه أول متسارع ناشرًا خرافة ومجندًا معاونين على مر العصور
    Su altı kamerası aynı zamanda balinaların şaşırtıcı derecede temkinli davranışlarını da ortaya çıkarıyor. Open Subtitles كما تكشف آلة التصوير التحمائية سلوكاتٍ متحفظة من الحيتان تُثير العجب
    Gezegenimizin doğum hikâyesi muhtemelen evrende yalnız olamayacağımız gerçeğini ortaya çıkarıyor. Open Subtitles قصّة مولد كوكبنا تكشف أننا لسنا وحدنا في الكون
    "Çoğunlukla ofis hayatının, gerçek bazda yer almasıyla birlikte yerel insan figürünün riyakarlığı, heyecanlı bir alt planı ortaya çıkarıyor. Open Subtitles على الرغم من أنه في الغالب يركز على الحقائق اليومية من حياة المكتب حبكة فرعية تكشف
    Ama birçok defa para konusunu ortaya atması nasıl bir karakteri olduğunu ortaya çıkarıyor. Open Subtitles ولكنك حقيقة في أكثر من مناسبة، ربطه بالأموال تكشف شخصيته.
    Kızılötesi çekim aygıtı, hayatını ortaya çıkarıyor. Open Subtitles بوسع الكاميرا تحت الحمراء أن تكشف حياتهم
    Ama Troy'un kişisel özellikleri -- korkmuş, sıkıntılı ve gelecekten emin olmayan birinin izlerini ortaya çıkarıyor. TED لكن سلوكيات تروي... تكشف النقاب عن أنماط سلوكية لشخص خائف، ومضطرب وغير واثق من المستقبل.
    Rüzgar ve yağmur, içindekileri yavaş yavaş ortaya çıkarıyor. Open Subtitles ...معرضة للريح والمطر حيث تكشف تدريجياً ما بداخلها
    Gözlerini ortaya çıkarıyor. Open Subtitles هذا يبرز عينيكى
    Bence gözlerimi ortaya çıkarıyor. Open Subtitles أعتقد أنه يبرز عيناي
    - Bence gözlerimi ortaya çıkarıyor. Open Subtitles اعتقد أنه يبرز لون عيناي
    Ancak harita ayrıca ortaya çıkarıyor ki, gezegen cehennem rüzgarlarına sahip. Open Subtitles لكن تُظهر الخريطة أن لدى الكوكب رياح حارقة
    Tek bir tilozorun midesindekiler, ...korkunç iştahını ortaya çıkarıyor. Open Subtitles ...(ما تحويه معدة حيوان (تيلوسور تُظهر شهيته الشنيعة
    İlk hızcı olduğu yalanını ortaya çıkarıyor. Bu efsaneyi yayıp, çağlar boyunca kendine müritler topluyor. Open Subtitles صانعًا كذبة بأنه أول متسارع ناشرًا خرافة ومجندًا معاونين على مر العصور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more