| Osman'dan başlayarak her Osmanlı yöneticisi bu şehri ele geçirmek istedi ama o devamlı sağlam bir şekilde Hristiyanların elindeydi. | Open Subtitles | كل حاكم عثمانى منذ أيام عثمان كان يحلم بدخول المدينة فاتحا ولكنها بقت عاصية عن الفتح باقية فى أيد مسيحية | 
| Topu sana attı Osman. Çocuk Ali Osman'ın oğluymuş. Söylediklerimi anladı sanıyorum. | Open Subtitles | إتضح أن الفتى هو إبن علي عثمان أظن أنه فهم ما أريد | 
| Şeik Osman, Hartum'un en saygın vatandaşısınız. | Open Subtitles | يا شيخ عثمان ، انك أكثر المواطنين احتراما فى الخرطوم | 
| Bursa'nın en önemli özelliği, Osman ve onun soyundan gelenler için yerleşik bir devlet kurmaya olanak sağlaması olmuştur. | Open Subtitles | أنها مكنت عثمان وحاشيته من ترسيخ أماكنهم كسلطة | 
| Bu hafta sıra sende Ali Osman. | Open Subtitles | لنعد النعم التي نحن بها هذا الأسبوع دورك أنت يا علي عثمان | 
| Olsun. Ali Osman'a arabasızlık yakışmaz. | Open Subtitles | لكن عدم إمتلاك سيارة لا يلائم صورة علي عثمان | 
| Hayatımı kurtaran Ali Osman abidir Cemil abi. | Open Subtitles | لقد أنقذ علي عثمان حياتي، يا جميل كنت محاطاً بأولئك الأوغاد | 
| Osman abi beni sokaklardan kurtardı, elimden tuttu, Afet ablanın yardımcısı yaptı. | Open Subtitles | عثمان أنقذني من الشارع وشغلني مساعداً لـعفت | 
| Merhaba doktor ben Ali Osman. Evet, benim. | Open Subtitles | مرحباً، أيها الطبيب، انا علي عثمان أجل، هذا أنا | 
| Haco, ben Ali Osman. Acil toplanmamız lazım. | Open Subtitles | هاجو، أنا علي عثمان علينا أن نجتمع بسرعة | 
| Ali Osman hiç sevmez böyle yakıştırmaları. O Ali Osman'dı. | Open Subtitles | إنه يكره هذه التسميات لقد كان علي عثمان ببساطة | 
| Annen hamile kaldığını anladığında Ali Osman hapisteydi. | Open Subtitles | كانت حبلى عندما تم إطلاق سراحها وكان علي عثمان في السجن | 
| Efendim Ali Osman ağabeyimizi beklerken sizleri de yanında görmek görmek beni nasıl mutlu etti anlatamam. | Open Subtitles | لا يمكنني وصف السعادة التي أشعر بها وأنا أراكم جميعاً هنا حسنا كنت أتوقع حضور علي عثمان فقط | 
| Osman abime yüz yüze anlatmak en iyisidir dedim. | Open Subtitles | خطر لي أنه من الأفضل لو أكلم السيد عثمان وجهاً لوجه | 
| Duyduğum kadarıyla bu delikanlı Ali Osman abimin himayesindeymiş. | Open Subtitles | على حد علمي، ذلك الفتى هو تحت حماية علي عثمان الآن | 
| Bu tanıklık meselesi sizin başınızı ağrıtacak Ali Osman. Geri çekilin. | Open Subtitles | هذه الشهادة سببت لك المتاعب يا علي عثمان إنسحب | 
| Eğer bu alemde Ali Osman'a meydan okuyacaksan onun kaç tabanca taşıdığını bileceksin. | Open Subtitles | إذا أردت أن تتحدى علي عثمان عليك أن تعرف كم سلاحاً يحمل | 
| Osman, Cheryl, Vronsky, su alın. | Open Subtitles | عثمان , شيريل , فرونسكي احصلوا على الماء | 
| Osman Gazi'nin kılıcı. Türklerin yiğit lideri | Open Subtitles | سيف السلطان عثمان الأول الزعيم الباسل للأتراك | 
| Osman'ın mucizevi rüyası söylenegelir; | Open Subtitles | قيل أن عثمان كان يحلم بحلم أسطورى |