| Araların birinde kafasını otomata sıkıştıran kızdım ben. | Open Subtitles | خلال أحد فترات الإستراحة, لقد كنتُ تلكَ الفتاة التي علقت يدها في آلة البيع |
| Gözümün önünde otomata yumruk attı. Gördün mü? | Open Subtitles | لقد رأيته يحطم آلة البيع بقبضته |
| otomata gidiyorum. İsteğiniz var mı? | Open Subtitles | انا ذاهبة الى آلة البيع هل تريد أي شيء؟ |
| Meyveler hariç her seyi otomata geri koy. | Open Subtitles | بلا كلاب ضع كل شيء في موضعه في آلة بيع الاطعمة - ما عدا الفاكهة |
| Bose-Einstein kondensatları konusunda düşünme tarzımızı ben değiştirdim ve kafeteryadaki otomata fıstık ezmeli bisküvi getiren de sadece benim. | Open Subtitles | لقد غيرت الطريقة التي نفكر بها حول مكثفات (بوس - أينشتين) وأنا الذي أحضر (ناتر باتر) في آلة بيع الكافيتريا |
| Karım otomata benziyor. | Open Subtitles | انها تبدو وكأنها آلة البيع. |