| Kendin söyledin Scully. otopside, o adamların birbirini öldürdüğü anlaşıldı. | Open Subtitles | أنت قلت أن التشريح أثبت أن الرجال قتلوا بعضهم البعض |
| Ölüm nedeni yapılan ilk otopside belirtildiği gibi kafasına isabet eden kurşun. | Open Subtitles | سبب الوفاة الأول، طلقة نارية في الرأس، كما ذُكر في التشريح السابق. |
| Havanın bir taraftan diğer tarafa sızdığını görmek çok kolay. Ki bunu görmek standart bir otopside çok zordur. | TED | انه من الواضح جداً ان نرى تسرب الهواء من قسم الى آخر والذي يصعب رؤيته في التشريح الاعتيادي |
| Hayır. Sadece Dr. Kramer, bana otopside gözlem yapacağınızı söylemedi. | Open Subtitles | فقط ذلك الدّكتور كرامير لم يخبرني بأنّك كنت تلاحظ تشريح الجثة. |
| Pentagon'da bir köstebek var ve tek ipucumuz otopside yatıyor. | Open Subtitles | هناك جاسوس في البنتاغون و خيطنا الوحيد ميت على طاولة في المشرحة أريد إجابات |
| O koşullarda, otopside ısrar ederek bir skandala neden olmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن اتسبب فى فضيحه إذا طلبت تشريح الجثه |
| Fiziksel bir otopside, bu parçaları bulmak için organların arasını eşelemeniz gerekir, ki bu oldukça zor bir şeydir. | TED | اثناء التشريح الفعلي لانه من الصعب عادة التشريح والبحث عن صورة ملائمة لاستخراج الرصاص من الجسد |
| SUDEP diğer bakımlardan sağlıklı olan epilepsili bir kişinin ölmesi ve bunun otopside bulunabilen herhangi bir şeye dayandırılamamasıdır. | TED | الموت المفاجئ في الصرع هو عندما يموت شخص سليم مصاب بالصرع ولا يمكن عزو ذلك إلى أي شيء في التشريح. |
| Ayrıca otopside bulduğum bir maddeyi inceledim. | Open Subtitles | وأجريت بعض التتبع لمواد وجدتها في التشريح |
| -Eminim otopside Yarbay Trapp'in anında öldüğü çıkacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن التشريح سيثبت بأن العميد مات في الحال |
| Sence otopside bir parazit bulmazlar mıydı? | Open Subtitles | ألا تظنهم كانوا سيجدوا الطفيلي أثناء التشريح |
| Düşündüm de galiba o kural otopside yemek yemek yasaktı. | Open Subtitles | أظن أن القاعدة كانت أن لا طعام في التشريح |
| Ölümüne ne sebep olduysa, otopside çıkmadı. | Open Subtitles | وأيّا كان سبب موته فهو ليس واضحا في التشريح. |
| Çünkü otopside, cesedinde ellerinizdeki boyadan bulduk. | Open Subtitles | لأننا وجدنا الطلاء كما الطلاء على جسدك خلال التشريح |
| Üç otopside de bir diş eksik çıkmış. | Open Subtitles | وعمليات التشريح الثلاثة أظهرت سنّا مفقودة. |
| İkinci otopside Dr. Temperence Brennan da hazır bulunacaktır. 1978'deki orijinal otopside Ajan Harper'ın yakın menzilden 38 Colt Detective Özel silahıyla 3 kez vurulması sonucu öldüğü tespit edilmiş. | Open Subtitles | تاريخ نبش الجثة سيكون اليوم أيضا سيشارك في عملية تشريح الجثة |
| Paul bir organ nakli oluysa bunu otopside bulman gerekirdi, değil mi? | Open Subtitles | كنتي قد وجدتي ذلك في تشريح الجثة اليس كذالك؟ |
| Hem öldürücü hem de özellikle aramazsan otopside çıkmıyor. | Open Subtitles | إنّه قاتل وغير قابل للكشف عن طريق تشريح الجثة ما لمْ تكن تبحث عنه على وجه التحديد. |
| otopside çektiğim resimlerin üstünden geçiyordum. | Open Subtitles | كنت أدقق في الصور التي إلتقطتها من المشرحة. |
| Ben sadece otopside ne olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | كنت اريد ان اعرف قليلا عن تشريح الجثه |
| Bu çok garip çünkü otopside kalbini çıkarmışlardı. | Open Subtitles | وهذا غريب إذ أنّهم استأصلوه أثناء تشريح الجثّة |
| Bu ancak otopside anlaşılabilir. | Open Subtitles | اما هذا فلا يمكن كشفه الإ بالتشريح |
| otopside Dr. Verrano'ya katılacağım ve otopsi gerekli önlemler altında yapılacak. | Open Subtitles | سوف أشارك الدكتورفيرانو لتشريح الجثة الذي سنقوم به تحت الحجر |
| Elimizde otopside yatan bir ceset var ama hala katiliyle ilgili en ufak bir ipucumuz yok. | Open Subtitles | وتبقى لدينا جثة محروقة ترقد في تشريح دون خيط وحيد يرشد لقاتلنا |
| otopside göreceğimizi söyledi. | Open Subtitles | قالَ بأنَّ نحن يَرى في تشريحِ الجثة. |