| sadece daha şeffaf olsun istedim, oturabilirsiniz. | TED | قلت ذلك فقط لتشجيع الشفافية، لذلك يمكنكم الجلوس. |
| İsterseniz ifadenizi verirken oturabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس اثناء شهادتك لو رغبت فى هذا |
| Sakin olun. Sakin olun. Artık oturabilirsiniz. | Open Subtitles | اهدئ ، اهدئ إحساس عميق ، يمكنك الجلوس الآن |
| O sayfayı açalım... oturabilirsiniz Bay Coleridge. | Open Subtitles | و الان اذا امكننا أن , يمكنك الجلوس الأن |
| Affedersiniz. oturabilirsiniz. | Open Subtitles | معذرة. فلتجلسوا |
| Tabii, oturabilirsiniz ama size hiçbir şey anlatmayacağım. | Open Subtitles | يمكنك أن تجلس باتاكيد لكنني لن أخبرك بأي شيء |
| Tabii, istiyorsanız oturabilirsiniz, ama önce bara bakmalısınız. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس لو شئت لكن يجب ان تكون قد سجلت اسمك في الحانة |
| Böylece birbirinizi öldürmeden bir odada oturabilirsiniz. Ne düşünüyorum biliyor musunuz? | Open Subtitles | حتى يمكنكم الجلوس معاً بدون ان تقتلوا بعضكم |
| Aslında bir kaç arkadaşımı bekliyorum ama onlar gelene kadar oturabilirsiniz. | Open Subtitles | في الواقع أنا أنتظر بعض الأصدقاء لكن أعتقد أنه بإمكانك الجلوس هنا إلى أن يأتو |
| Ben açıkta otururum. Siz kapalıda oturabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا سأجلس في الدرجة العلوية و أنتما يمكنكنا الجلوس في الأمام |
| Pekâlâ. Herkese teşekkür ederim. oturabilirsiniz. | Open Subtitles | حسنٌ , شكراًً جميعاًً يمكنكم الجلوس الآن |
| İstediğiniz yere oturabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الجلوس في المكان الذي ترغبون به، إتفقنا؟ |
| Onbaşı neden şuraya geçmiyorsunuz Çavuş siz de oraya oturabilirsiniz. | Open Subtitles | لذا، أم، العريف، لماذا لا تجلس هناك، و، الرقيب، يمكنك الجلوس هناك. |
| oturabilirsiniz. İddia makamının sorusu var mı? | Open Subtitles | بإمكانُكِ الجلوس ؛ هل للنيابة العامة أي أسئلة ؟ |
| Tamam. Doktor sizinle görüşecek. oturabilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً الدكتورة سوف تكون معكم يمكنكم الجلوس |
| - Mahkeme başlamıştır. - oturabilirsiniz. "Amanda Clarke tutuklanıyor" | Open Subtitles | عقدت الجلسه الآن يمكنكم الجلوس ألا ترين المشكله؟ |
| oturabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس لا أمانع على الإطلاق |
| Yanlış bilmiyorsam, babanız Benjamin Horne buranın sahibi o yüzden istediğiniz yere oturabilirsiniz. | Open Subtitles | ما لم يخنّي التوفيق فإن والدك هو "بينجامين هورن"، مالك هذه المؤسسة، لذا أعتقد أن بامكانك الجلوس أينما شئت |
| Diğerlerinin arasında önde oturabilirsiniz, biliyorsunuz. | Open Subtitles | يمكنكم الجلوس فى المقدمة مع البقية |
| oturabilirsiniz. | Open Subtitles | فلتجلسوا. |
| oturabilirsiniz. | Open Subtitles | فلتجلسوا. |
| Öyle biz yeni yılı kutlayıncaya kadar burada oturabilirsiniz. | Open Subtitles | إذن يمكنكَ فقط أن تجلس هنا حتى نحتفل بالعام الجديد |