| Ve orada otururken, onun odasında, onu izlerken, onu bir televizyon ekranından izlemiyorsunuz, onu bir pencereden izlemiyorsunuz, orada onunla oturuyorsunuz. | TED | وعندما تراها جالسة هكذا في غرفتها، أنت لا تراها ضمن شاشة التلفاز لا تراها من خلال نافذة، أنت تجلس معها حقيقة |
| Pekâlâ onu anladım, ama niye sen ve Tucker böyle oturuyorsunuz? | Open Subtitles | حسنا افهم ذلك.. لكن لماذا انت و توكير تجلسون هكذا؟ ؟ |
| Dedikoducu olduğunuzdan değil Burada oturuyorsunuz Gördüğünüz şeyler var. | Open Subtitles | ليس مسألة انشغالك لكنك تعيشين هنا وترين الأمور |
| Siz burada oturuyorsunuz, o eskiden oturuyordu. Yani kuzen sayılırsınız. | Open Subtitles | أنتم تعيشون هنا وهى كانت تعيش هنا لذا فنظريا أنتم أولاد عم |
| Nerede oturuyorsunuz? | Open Subtitles | أخبرني أين تسكن. |
| Bu dairede ne zamandır oturuyorsunuz? | Open Subtitles | منذ متى و أنتِ تسكنين هذه الشقة؟ |
| Bakın, şurada oturuyorsunuz, 2 metreden yakınımda... 2 metre dediğiniz nedir ki? | Open Subtitles | اسمعي، أنت تجلسين هناك على بعد أقل من مترين ما هما المتران؟ |
| 1200 yolcuyla birlikte hızlı ve düzgün bir şehir treninde rahatça oturuyorsunuz. | TED | أنك تجلس براحة تامة في قطار حضاري سريع وسلس، مع 1200 راكب. |
| Asansörde dikiliyorsunuz, kahvede oturuyorsunuz ve etrafınıza bakınıyorsunuz ve herkes telefonlarına bakıyor. | TED | تقف في المصعد، تجلس في مقهى، وتنظر حولك، وكل شخص مشغول بهاتفه. |
| Bir limonata ve iki kitapla öğleden beri oturuyorsunuz oyunda oynadığınız yok. | Open Subtitles | تجلس هنا طوال الظهيرة, ومعك كتابين ,وشراب واحد ولا تلعب حتى الألعاب, |
| Ama siz her gün, gece gündüz, her yaştan her renkten insanlar orada oturuyorsunuz! | Open Subtitles | لكن أنتم يا إناس، تجلسون هناك يوماً بعد يوم، ليلة بعد ليلة كل الأعمار والألوان والعقائد، نحن كل ما تعرفوه |
| Hey, çocuklar, bir radyo olmak dururken... neden tv nin karşısında oturuyorsunuz ki? | Open Subtitles | أهلاً يا أطفال، لماذا تجلسون أمام التلفاز، بينما تستطيعون الظهور بالمذياع؟ |
| Neden hepiniz sadece masanın bir tarafına oturuyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا كلكم تجلسون الى جانب واحد من الطاوله؟ |
| Devam edelim mi? Bu yakınlarda mı oturuyorsunuz? | Open Subtitles | هلا بدئنا , أذا , هل تعيشين بالقرب من هنا؟ |
| Tam burada. Yoksa yakın bir yerde mi oturuyorsunuz? | Open Subtitles | هنا تماماً ، أم هل تعيشين هنا ؟ |
| Beş sokak ötede oturuyorsunuz diye birbirinizi öldürecek misiniz? | Open Subtitles | أن تقتلوا بعضكم لأنكم تعيشون إلى 5 شوارع في العنوان الخاطئ؟ |
| Yani, caddede karşı karşıya oturuyorsunuz, ha? | Open Subtitles | إذن يا رفاق أنتم تعيشون في نفس الشارع مقابل بعضكم البعض ، صح؟ |
| Nerede oturuyorsunuz, Charles? | Open Subtitles | أخبرني تشارلز , أين تسكن ؟ |
| Merhaba, kusura bakmayın. - Şehirde mi oturuyorsunuz? | Open Subtitles | مرحبا , انا آسفه - هل تسكنين في المدينه ؟ |
| Bu yüzden bu kadar dik oturuyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | ولهذا السبب لطالما تجلسين وظهركِ مستقيم. |
| Koltuğunuzda oturuyorsunuz , bir anda o kırmızı tişörtü almaya karar verdiniz, | TED | فها أنت جالس على الأريكة ثم قررت شراء ذلك القميص الأحمر. |
| Sanırım siz de aynı yerde oturuyorsunuz Bay Benson? | Open Subtitles | هل تقطنين فى نفس العنوان ؟ |
| Buralarda mı oturuyorsunuz? | Open Subtitles | ماذا هناك ؟ انتم كلكم تسكنون هنا ؟ |
| Siz ikiniz ne zamandır burada oturuyorsunuz? | Open Subtitles | منذ متى و أنتما تعيشان هنا؟ |
| Öğle arası için çıkarsınız parkta oturuyorsunuz ve insanlar etraftadır parkta konuşuyorlardır ve bang birden başka bir mesaj duyarsınız. | Open Subtitles | أنت من النوع الذي تخرج وقت إستراحة غدائك وكنت جالسا في الحديقة وبعض من الناس هناك يتحدث في الحديقة وضجه عاليه |
| Neden hepiniz oturuyorsunuz? Maç başlamak üzere. | Open Subtitles | لماذا أنتم جالسين هنا و المباراة على وشكِ أن تبدأ. |
| Büyük ağaçların olduğu tarafta mı yoksa büyük sayılabilecek ağaçların olduğu tarafta mı oturuyorsunuz? | Open Subtitles | حسنا , هل تقطن بالقرب من الأشجار الفارعة الطول أو بالقرب من الأشجار الطويلة نوعاً ما؟ |
| - İkiniz birlikte mi oturuyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً كلاكما تسكنان معاً, أذلك هو الأمر؟ |