| Bu yüzden komisyon, dişi maymunun çocuğunun doğmasının engellenmesini,... ..doğumdan önce bebek alındıktan sonra da... bir tane daha yapamamaları için erkek ve dişinin... insanca kısırlaştırılmasını Oy birliğiyle kabul etmiştir. | Open Subtitles | ولذلك فإن اللجنة توصي بالإجماع يجب ان يمنع طفل الانثى من الولادة وبعد التخلص منه قبل الولادة |
| Bu kategoride jürinin Oy birliğiyle karar verdiğini... söylemekten memnuniyet duyuyorum. | Open Subtitles | وأنا فخور بقول هذا أمام هذا الحشد لجنة التحكيم توصلت إلى قرار جماعي بالإجماع |
| Tüm stüdyolar, Oy birliğiyle Hollywood 10'lusunu işten çıkarmaya karar verdi. | Open Subtitles | جميع الأستوديوهات توافق بالإجماع بطرد عشرة من نجوم "هوليوود" بدون تعويض |
| Avam Kamarasında Oy birliğiyle kabul edildi. | Open Subtitles | التصرّفات البحرية المُخالفة تم تخطيها بالإجماع. |
| Tüm stüdyolar, Oy birliğiyle Hollywood 10'lusunu işten çıkarmaya karar verdi. | Open Subtitles | جميع الأستوديوهات توافق بالإجماع بطرد عشرة من نجوم "هوليوود" بدون تعويض |
| Bunları bilerek Oy birliğiyle tespit yapmak bizi daha az suçluluk ve daha fazla sistematik hata veya sıralamada önyargı hissi uyandırıyor. | TED | مع معرفة كل هذا، يصبح إجراء تحديد الهوية بالإجماع أبعد من كونه إجراء لتحديد مرتكب ذنب ما، وأقرب لاقتراف الأخطاء المنهجية، أو التلاعب والتحيز في تنظيم تشكيلة المشتبه بهم. |
| Oy birliğiyle alınan jüri kararı ile Bertram Cates işlediği iddia edilen tüm suçlardan suçlu bulunmuştur. | Open Subtitles | إن حكم هيئة المحلفين بالإجماع إن " بيرت كيتس " قد وجد مذنباً بما هو متهم به |
| Oy birliğiyle Ole'nin okulda kalmasına karar verildi. | Open Subtitles | ( قد قرّروا بالإجماع أن يبقى ( أول . في المدرسة |
| Oy birliğiyle mi? | Open Subtitles | هل هو بالإجماع ؟ |
| Oy birliğiyle karar verildi. | Open Subtitles | إذًا إنه بالإجماع. |
| Düşündük Mike, üzgünüm ama kurul Oy birliğiyle şu kararı aldı. | Open Subtitles | لقد فكّرنا يا (مايك)، أنا آسف ولكن المجلس اتفق على قرار بالإجماع |
| Oy birliğiyle alınan karardan sonra Genel Sekreter Tsang Erişenler'in dünyamızda kalmaları için sunulan davetin resmi olarak geri çekildiğini ve gezegeni derhal terk etmelerini bildirdi. | Open Subtitles | فى الحقيقة , يبدو أن هدفهم كان الإستيلاءعلىكُلشيئ . بعد تصويت بالإجماع, السكرتير "سينج" ألغى رسمياً دعوة بقاء الــ"ريتش" فى عالمنا. |
| Onay, Oy birliğiyle yapıldı. | Open Subtitles | فالموافقة كانتْ بالإجماع |
| Davaların büyük çoğunluğu Oy birliğiyle sonuçlandı. | Open Subtitles | وتم عدد اكبر بكثير بالإجماع |
| - Oy birliğiyle, evet. | Open Subtitles | -أجل, و بالإجماع |
| Oy birliğiyle kabul edildi. | Open Subtitles | الأمر بالإجماع (كارلو ماديتشي) |
| Oy birliğiyle. | Open Subtitles | بالإجماع. |
| Oy birliğiyle geçmişti? | Open Subtitles | بالإجماع ؟ |
| Oy birliğiyle. | Open Subtitles | بالإجماع. |
| Oy birliğiyle. | Open Subtitles | بالإجماع |