| Bundan sonra eminim, Santa Barbara'da sana oy verecek tek kişi ben olacağım. | Open Subtitles | بعد ذلك، أنا متأكد من انا الوحيد في سانتا باربارا راح يصوت لك |
| Sana oy veren her öğretim üyesi için, ...bana oy verecek binlercesini bulabilirim. | Open Subtitles | لكل شخص قد يصوت لك أستطيع إيجاد ألف شخص يصوت لصالحي |
| Herkesin sorduğu bir soru var: "Amerika kime oy verecek?" | Open Subtitles | ألسؤال ألذي يسئلة ألجميع لمن ستصوت أمريكا |
| Bir hafta içinde, insanlar bu yaptığımızın asil bir girişim veya bu ülkenin suçla savaşmasını değiştirecek bir şans olduğuna dair oy verecek. | Open Subtitles | بعد أسبوع من الآن سيصوت الناس على فيما إذا كان عملنا هنا لغرض نبيل أو أنها طريقة لتغيير كيفية مكافحة الجريمة في البلاد |
| Köleliği kaldırmak için oy verecek yirmi Demokrat, öyle mi? | Open Subtitles | الـ20 ديمقراطي في المجلس سيصوتون لإلغاء العبودية |
| Kanada'da yaşayan insanların akrabaları, kardeşime oy verecek. | Open Subtitles | أقارب الناس الذين يعيشون فى كندا سوف يصوتون لأخي. |
| - Oy verecekleri kişi ben değilim. Onlar tanıdıkları isme oy verecek. | Open Subtitles | إنهم لا يصوّتون لي، بل يصوّتون لتميّز الاسم |
| 300 bin nüfusu olan bir ülke yarısı oy verecek gibi. | Open Subtitles | بلد بها 300.000 شخص نصفهم من المرجّح أن يصوّت... |
| Yasayı sun. Ya yasaya oy verecek ya da sert bir darbe alacak. | Open Subtitles | "تقديم التشريع, فإما أن تصوت له أو أن نهاجمها بقوة" |
| Meclis nasıl oy verecek acaba? | Open Subtitles | كيف تعتقد بتصويت المجلس؟ |
| Hâlâ doğru donanıma sahibim, bana kim oy verecek? | Open Subtitles | لا زال لدي العدة الجاهزة فمن يريد أن يصوت لي؟ |
| Carly herkes sana oy verecek | Open Subtitles | " رباه " كارليتا الكل يصوت لك بالطبع |
| Sana oy verecek. Ben gidip oyumu vereyim. | Open Subtitles | ستصوت لك ، سأذهب للتصويت |
| Sana oy verecek. Ben gidip oyumu vereyim. | Open Subtitles | ستصوت لك ، سأذهب للتصويت |
| Benim dışımda Max Owens yerine sana oy verecek bir kişi göster dişimi kırarım. | Open Subtitles | أوه ، أرني اي شخص غيري سيصوت لك على حساب ماكس |
| Ne yazarsa yazsın, herkes bana oy verecek. | Open Subtitles | مهما تقول سيصوت الناخبين لي أنا |
| Yarın sabah diğer Thane'ler oy verecek. | Open Subtitles | وفي صباح الغد الحكام الاخرين سيصوتون |
| Rakiplerin bile sana oy verecek. | Open Subtitles | والمعارضين سيصوتون لك |
| Ama mühim değil çünkü tüm beyaz kızlar Red sayesinde bana oy verecek. | Open Subtitles | و لكن هذا لايهم لأن ريد ستجعل كل الفتيات البيض يصوتون لى |
| 21. yüzyılda medeni bir ülkede yaşıyoruz meclistekiler el kaldırarak mı oy verecek? | Open Subtitles | نحن نعيش في القرن الواحد والعشرين في دولة متحضّرة؛ و المشرّعون القانونيّون في البرلمان يصوّتون برفع الأيدي ! ؟ |