| Colby diğer rütbelilerin en iyi subaylara karşı oynaması için ısrar etti. | Open Subtitles | كولبى يصر على ان يلعب بمجموعة اخرى من الجنود ضد افضل الضباط |
| Bu sahneyi son sınıfta olan bir öğrencinin oynaması gerek. | Open Subtitles | مما يعني أنه من الأفضل أن يلعب دوره طالب خريج |
| Sosyal medyada ailelerin diğer ailelere otistik çocuklarının beraber oynaması için sorduğunu gördüm. | TED | ولكني رأيت الآباء يتواصلون مع بعضهم على وسائل التواصل الاجتماعي، عن إمكانية أن يلعب أطفالهم المصابون بالتوحد معًا. |
| Universal için bir film yapacaktım ama Meksikalıyı oynaması için Charlton Heston'u istediler. | Open Subtitles | لكنهم يريدون أن يقوم تشارلتون هيستون بدور المكسيكي |
| Filmde oynaması için cesur genç bir kıza, ihtiyaçları var. | Open Subtitles | انهم بحاجة لفتاة مراهقة وشجاعة لتلعب دور افضل صديق للقيادة |
| Kızıyla albüm kapağında oynaması için birkaç manken işe alıyor... | Open Subtitles | يقوم بإحضار أحد عارضي الأزياء ليلعب مع إبنته في غلاف ألبومه |
| Michael Jordan'ın beyzbol oynaması gibi yanlış yani. | Open Subtitles | مثل ، مايكل جوردن يقوم بلعب البيسبول ، وهذا خطأ |
| "Kedinin fareyle oynaması gibi kızlarla oynar" | Open Subtitles | هو الآن يلاعب فتاة , كما يلعب القط مع الفأر |
| Bütün bunlar, onu susturmak için yapıldı. Anahtarlarla oynaması için ona izin ver. | Open Subtitles | كل هذا فقط كان ليبقى فمه مغلقاً دعه يلعب بالمفاتيح لفترة |
| ....bana telefon açtı, ve kardeşimi istedi.. ....yeğeniyle oynaması için. | Open Subtitles | وتريد من أخي الصغير أن يلعب مع ابنة أختها |
| Sam'in babanın takımında oynaması sakıncalı bir şeydi. | Open Subtitles | إنه من غير الصحى لسام أن يلعب فى فريق أبيك |
| Bir salağın salak oyununu oynaması gerektiğini unutmuşum. | Open Subtitles | لقد نسيت أن الأحمق يجب .عليهِ أن يلعب مُباراة حمقاء |
| Ölü babasıyla beysbol oynaması, ...beni hep ağlatmıştır. | Open Subtitles | حسناً، عندما يلعب لعبة الالتقاط مع والده المتوفّى، يجعلني أبكي دائماً. |
| Yani, bu öğrencilerin oynaması için ortalıkta bıraktığınız tek patlayıcı materyal mi ? | Open Subtitles | هل هذه المادة المتفجرة الوحيدة التي تتركونها لكي يلعب بها الطلاب |
| - oynaması gerekirken yüzüne gözüne bulaştırıyor. - Üzgünüm. | Open Subtitles | . ـ يستم عندما يجبُ أن يلعب . ـ أنا آسف جدًّا |
| Ve sizlerden birine ... kurabiyeyi oynaması için ihtiyacım var. | Open Subtitles | . . و نحتاج أحد منكم أن يقوم بدور الجرة |
| Ben Peter'ı oynadımi ve kızımı oynaması için Asyalı bir fahişe kiraladım. | Open Subtitles | أنا العب بدور بيتر, و أستأجرت إمراة اسيوية لتلعب دور أبنتي. |
| May Talmadge'in kız kardeşini oynaması için Hatti'nin çok uygun olduğunu düşünmüş. | Open Subtitles | و فكر أنه من الممكن أن تكون هاتي مناسبة لتلعب دور أخت مي تلامدج |
| Karımı oynaması için, farkında olmadan bir Fransız Porno yıldızıyla anlaşmışım. | Open Subtitles | وانا غافل عن نجمة دعارة لتلعب دور زوجتي الفرنسية |
| Oraya çıkıp Ben'i oynaması gerekiyordu. Bir Ben'e ihtiyacım var. | Open Subtitles | وينبغي ان يكون هنا ليلعب دور بن أنا بحاجة لشخص ما. |
| Gerçek dünyada sahte duruşmamda sahte tanığımı oynaması için birisini aramam gerekmiyor. | Open Subtitles | في الواقع الحقيقي لن يتوجب علي أن أبحث عن شخص ليلعب دور الشاهد الغير رسمي في المحاكمة الغير رسمية. |
| - Moral bozucu reklam seçmeleri sosisli satıcısı veya basuru oynaması gereken reklamlar. | Open Subtitles | نعم للدعايات المسببة للكآبة حيث سيقوم بلعب دور بائع الهوت دوج أو مريض مصاب بالبواسير |
| Bir sahneye hazırlanıp oyuncular önünde oynaması. | Open Subtitles | و تقوم بتحضير المشاهد و تذهب هناك لتؤدي أمام الممثلين؟ |