| Çocukken Yahudiler'le oynarmış, oradan biliyormuş İbranice'yi. | Open Subtitles | كان يلعب مع اليهود عندما كان طفل لذلك يتحدث العبرية |
| O senin yaşındayken çok kötü oynarmış. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه كان يلعب بشكل سيء عندما كان بعمرك |
| Çocuk, babası Frank'i çalışırken seyrederken bir yandan da bunlarla oynarmış. | Open Subtitles | أجل ابن (فرانك) كان يلعب بها حين كان يشاهد أباه يعمل |
| Bana silah almıyor... ve benimle ancak hafif futbol oynarmış. | Open Subtitles | لم يدعنى أحصل على بندقية ويلعب معى فقط كرة القدم البسيطة لا يعترضنى أبداً |
| Bana silah almıyor... ve benimle ancak hafif futbol oynarmış. | Open Subtitles | لم يدعنى أحصل على بندقية ويلعب معى فقط كرة القدم البسيطة لا يعترضنى أبداً |