| Peygamberdevesinin saldırısından sonra bir anda böcek sıcak gazı ve yakıcı kimyasalları yüzüne püskürtüyor. | Open Subtitles | بعد جزء من الثانية من ضربة السرعوف , ترش الخنفساء غازا ً ساخنا ً ومواد كيميائية حارقة في وجهه |
| - Çamaşır makinesi su püskürtüyor. | Open Subtitles | ماكينة الغسيل ترش الماء، |
| Bethany'ye su püskürtüyor! | Open Subtitles | و ترش الماء على بيثاني! |
| Ateş püskürtüyor! | Open Subtitles | rlm; ينفث النيران! |
| -Alev püskürtüyor muydu? | Open Subtitles | هل ينفث النار؟ |
| Ve buzla kaplı Enceladus, uzaya, 400 km'ye kadar buzdan gayzerler püskürtüyor. | Open Subtitles | و"إنسيلادوس" الجليدي، يُفجّر الأنهار الجليدية مئتي ميل نحو الفضاء |
| X ışınları püskürtüyor. | Open Subtitles | إنه يُفجّر آشعاتٍ سينية |