| Şimdi de, milli marşı söylemesi için country müzik yıldızı Brad Paisley. | Open Subtitles | والآن النشيد الوطني مع نجم الموسيقى الريفية براد بيزلي |
| Chumhum'u, Paisley'i alırız, daha sonra onunla ne yapacağımıza karar veririz. | Open Subtitles | سوف نستحوذ على تشام هام وعلى بيزلي ثم سوف نقرر ما سنفعل بها |
| Paisley davasında ikinci adamdım, bu çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | كنتُ المحامي المساعد في قضية بيزلي وقد أحببت الأمر |
| Paisley eşarbıyla somon rengi hırka mı giyeyim? | Open Subtitles | أرتدي كنزة سالمون كارديغان مع وشاح بيسلي ؟ |
| Kim derdi ki, gün gelecek Ian Paisley ile Martin McGuinness Kuzey İrlanda'nın ilk bakan eş-yardımcıları olacak ve ülkeyi birlikte yönetecek? | TED | والذين لم يكن احدهم يتصور ان " إين بيسلي " و " مارتين ماكجينس " يجتمعنا معاً في سدة حكم في ايرلندا الشمالية كأول وزير ونائب وزير في وزارة واحدة |
| Bayan Paisley, Rinditch'in dairesine girmiş ve söylediğin her şeyi yapmış olsaydın, parmak izlerin her tafarta olurdu. | Open Subtitles | انسة بيسلى, لو كنت دخلت شقة رينديتش وفعلت كل شئ ذكرتيه لنا لكانت بصماتك ستملأ ارجاء المكان |
| Bu insanların hiçbiri, ne Paisley'i görmüş ne de onun nerede yaşadığını biliyor. | Open Subtitles | (لا أحد من هؤلاء قد رأى (بيزلي أو له أي فكرة أين هي |
| James Paisley ve eşiyle bir müvekkil yemeğim var. | Open Subtitles | لدي عشاء عمل مع جيم بيزلي وزوجته |
| Bir de yeni bir Quearterway pantolon. Bir Paisley kravat, Windsdo düğümlü. | Open Subtitles | وبنطالاًجديداً من ماركة "كوارتر واي"، وربطة عنق "بيزلي" ذات عقدة "وندسور". |
| Kurbanın, Paisley Johnston olduğunu doğrulayabildiniz mi? | Open Subtitles | هل تأكدت من أن الضحية هب (بيزلي جونستن)؟ ليس بعد |
| Eğer birisi Paisley Johnston'u öldürmek istediyse kesinlikle kredi kartı şirketi değildir. | Open Subtitles | إن كان هناك من يريد (بيزلي جونستن) ميتة فبالتأكيد لك تكن شركة بطاقات الإئتمان |
| Tam da bu yüzden Nicole, Paisley'in tek ve en iyi arkadaşı Paisley ile olan arkadaşlığını bitirmiş. | Open Subtitles | و هنا (نيكول)، الصديقة الوحيدة لـ(بيزلي) (قطعت علاقتها بلامصادقة (بيزلي |
| Paisley, doğum günüm için bana bir çanta aldı. | Open Subtitles | حسناً، (بيزلي) إشترت لي حقيبة يد لعيد ميلادي |
| Saç ve kemik parçalarıyla birlikteydi yani Paisley öldürüldüğünde onunla olmalıydı. | Open Subtitles | إنه مع الشعر و الأجزاء العظمية إذن لابد أنه أنه كان في الحمام (عندما قتلت (بيزلي |
| Sürücü kartında dediğine göre Paisley Johnston 162.5 boyunda. | Open Subtitles | رخصة السياقة تقول أن طول (بيزلي جونستن) خمسة أقدام و 4 إنشات |
| Hiçbir fikrim yok tabii Paisley Johnston, önceki hayatında Asyalı değilse. | Open Subtitles | إذاً ماذا يمكن أن يكون؟ ليس لدي أي فكرة مالم تكن (بيزلي جونستن) كانت آسيوية في حياة أخرى |
| Asyalıların, beyazlara göre daha kısa uyluk kemikleri vardır ama Paisley Johnston Asyalı değil. | Open Subtitles | الآسيويون لديهم عظم الفخذ أقصر نسبياً من أجسادهم ثم من بعدهم القوقازيين لكن (بيزلي جزنستن) ليست آسيوية |
| Bay Paisley, bu hatayı yapmanız bilim için, yeri doldurulamayacak bir hizmet verdi. | Open Subtitles | سيد (بيسلي) لقد أسديت لتوك خدمة لا تقدر بثمن للعلم. |
| Ben Paisley, o da Jolt. | Open Subtitles | أنا بيسلي وهذا جاولت |
| Şey, bütün bunlara inandığınıza inanıyorum, Bayan Paisley. | Open Subtitles | انا اؤمن انك مؤمنة بكل ذلك يا انسة بيسلى |
| Gösterimizin yıldızına, Bayan Paisley'nin kedisi, Stanley'e gelince, | Open Subtitles | و بالنسبة لنجم فيلمنا الليلة قط الأنسة بيسلى, ستانلى |