| Her iki durumda da, çikolatalı limonlu kek istiyor ama bu çok önemli, sıkıca paketlenmiş olmalı. | Open Subtitles | وفي كلتا الحالتين ستأخذ رغيف ليمون بالشوكولاتة لكن، وهذا مهم جداً ان تكون ملفوفة ومنكمشة والاهم من ذلك |
| Doğum günü hediyesi gibi paketlenmiş, çivi ve cıvatalardan yapılmış bir bomba. | Open Subtitles | قنبلة مصنوعة من المسامير و البراغي ملفوفة كلها في هدية ميلاد؟ |
| Öğlene kadar siparişini ver, gün bitimine kadar hazır ve paketlenmiş olsun. | Open Subtitles | ، اطلب طلبك مني قبل حلول الظُهر واحصل عليها ملفوفة ومُستعدة مع نهاية اليوم |
| Bense paketlenmiş ve terk etmeye hazır halde, ve sonunda adi herif pes etti . | Open Subtitles | كنت قد حزمت أغراضي واستعددت للمغادرة ولكني في تلك اللحظة اكتشفت حملي |
| - Nerede olduklarını bilmiyorum. Her şey paketlenmiş! | Open Subtitles | لاأعرف أين هم لابد أنهم تم حزمهم |
| Ve kendini beğenmiş, peynirinin kokmadığını sanan Bayan Tek Tek paketlenmiş Amerikan'a da. | Open Subtitles | ... وهذا متجبر ملكة جمال ملفوفة بشكل فردي الأمريكية... ... الذي يعتقد الجبن لها لا رائحة كريهة. |
| Sıkıca paketlenmiş olmalı. | Open Subtitles | ان تكون ملفوفة ومنكمشة والاهم من ذلك |
| Kurşun folyo tabakalarının arasında, paketlenmiş bir biçimde. | Open Subtitles | ملفوفة بين اوراق قصدير. |
| O kadar güzel paketlenmiş ki, açmaya kıyamıyorum. | Open Subtitles | إنها ملفوفة بشكل جميل جداً |
| - Parçalar paketlenmiş. | Open Subtitles | الأجزاء كانت ملفوفة |
| Todd'un arabasında paketlenmiş şekilde. | Open Subtitles | هدية ملفوفة في سيارة تود |
| Çok iyi paketlenmiş. | Open Subtitles | انها ملفوفة جيداً |
| Hediye gibi paketlenmiş! | Open Subtitles | هدية ملفوفة فقط لأجلكم |
| 90 santimetre paketlenmiş pudra mı? | Open Subtitles | حزمت ستّ وثلاثون بوصة مسحوقا؟ |
| Dava paketlenmiş, etiketlemiş ve kilitlenmiş. | Open Subtitles | القضية حزمت وأوكلت وأقفلت |
| - Nerede olduklarını bilmiyorum. Her şey paketlenmiş! | Open Subtitles | لاأعرف أين هم لابد أنهم تم حزمهم |