| pantolonları ve şortları ayak bileklerine kadar indirilmiş bir halde. | Open Subtitles | أقصد السراويل الداخلية و الجينز كلاهما قد خلع لعند الكاحل |
| - Neden doktor olmak istedim biliyor musun? - Belden büzgülü şık doktor pantolonları yüzünden mi? | Open Subtitles | أتريد أن تعرف لماذا أردت أن أكون طبيباً السراويل الضيقة المغرية |
| Belki Tanrı pantolonları yasaklar falan diye. | Open Subtitles | في حالة ان الهكم قرر تحريم السراويل , هاه ؟ |
| - Bu adamın psikolojik görüşlerine ihtiyacım y ok. pantolonları alıp gidebilir miyiz? | Open Subtitles | انا لا اريد تحليل نفسى من هذا الشخص دعنا فقط نحصل على السروال |
| En azından o barlardaki garip kadınların yanına gidip pantolonları rahatsız ettikleri için tutuklandıklarını söylemiyor. | Open Subtitles | على الاقل انه لا يسير ناحية نساء غريبات في الحانات ويخبرهم بانهم قيد الاعتقال بتهمة اقلاق البنطال |
| Çok cesaretliyim ben. Bu bol kısa pantolonları niye giyiyorum sanıyorsun? | Open Subtitles | رجولتي ضخمة لمَ تظنينني أرتدي سراويل فضفاضة؟ |
| Altımızda paraşütçü pantolonları. Beş yıl öncesinin modaları. | Open Subtitles | كنا نرتدي بناطيل ذات حجر واسع خمس سنوات من الفشل |
| Şimdi 1943'lerin Hızlı Konuşan Yüksek pantolonları'na geri dönüyoruz. | Open Subtitles | والآن نعود إلى: العودة إلى 1943 الحديث بسرعة و البناطيل المرتفعة |
| Biliyor musun, ben Jerry'nin giydiği kot pantolonları çok seviyorum. | Open Subtitles | تعرف , أنا أحب الجينز الجديد الذي كان يرتديه جيري |
| Hani şu Van Halen grubundan aptal pantolonları giydiği için atıldıktan sonra daha da ünlü olan adam gibi mi? | Open Subtitles | مثل ذلك الشخص الذي طرد من فان هالين لإرتدائه السراويل بشكل غبي لكنه اصبح بعد ذلك مشهوراً جداً |
| Yani bu gezi pantolonları kardeşlikteki her kıza uyuyor mu? | Open Subtitles | هذه السراويل المسافرة تناسب أي شخص في الأخوية؟ |
| O pantolonları çıkarmak için eskileri epey karıştırmışsın. | Open Subtitles | حسناً ، أرى أنّكِ حفرت كبسولة زمنكِ لإحياء تلكَ السراويل |
| Doğru. pantolonları giymen gerek, çünkü pantolonları giymek önemlidir, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن ترتدي السراويل لأنها مهمة، أليس كذلك ؟ |
| O eve girmişken pantolonları arabaya at gitsin. | Open Subtitles | فقط ضع السراويل في السيارة بينما هو في المنزل |
| O pantolonları giymesini sürekli dile getiriyordun. | Open Subtitles | انت كنت نوعاً ما تطلب ذلك بإرتداءك هذه السراويل |
| Kadife pantolonları severim. Siz de sever misiniz? | Open Subtitles | أحب السراويل القصيرة أتحبين السرويل القصيرة؟ |
| Söylemesi biraz zor ama ne zaman pantolonları atsan tekrar almak zorunda kalıyorsun. | Open Subtitles | من الصعب قليلا قول هذا لكن كلما تخصلت من السروال تضطر لشراءه مجددا |
| Biliyorsun, bu pantolonları üzerine ben giydirdim dostum. | Open Subtitles | أتعرف لقد ألبستك هذا البنطال حسناً ، يا صديقي ؟ |
| - Artık pantolonları seri sonu almak yok. | Open Subtitles | لا حاجة لشراء سراويل الجينز العريضة بعد الآن. |
| Pantolonuna baksana, tek bir kıvrım yok. Böyle pantolonları çok seviyorum. | Open Subtitles | انظر لبنطاله، لا يوجد ثنيات أحب هكذا بناطيل |
| Muhteşem deri pantolonları vardı üstünde. Devasa şemsiyenle onun pantolonunu kurtarmıştın. | Open Subtitles | .وكانت ترتدي تلك البناطيل الجلديّة .وقمت بإنقاذها تحت مظلتك العملاقة |
| Baban o kot pantolonları aldı mı peki? | Open Subtitles | هل اشترى لك والدي بنطلونات الجينز هذه؟ كلا. كلا، لم يفعل... |
| Gör onları pantolonları olmadan, Hiçbirisi oldukları kadar muazzam değil! | Open Subtitles | أريهم بعد أن يخلعوا سراويلهم أنهم ليسوا بهذه العظمة |
| Etraftaki tüm pantolonları şişirdin. | Open Subtitles | وكأنك تقطرين أكثر من كل ملابس النساء الداخلية هنا |