| Doğru olduğunu düşündüğün bir şeyi yapmak için bu denli kötü biri haline gelmen içimi parçalıyor. | Open Subtitles | يحطم قلبي أن تقومي بفعل شيء خاطئ وتعتقدين أنه صحيح |
| Pençeler derimin altına giriyor ve etlerimi parçalıyor. | Open Subtitles | المخالب تتسلل تحت جلدي ثم تمزق طريقها للخارج |
| Kanca damağını ön çenesine kadar parçalıyor ön dişlerini çatlatarak yerinden çıkarıyor. | Open Subtitles | الخطّاف مزّق أعلى باطن فمّه وصولاً إلى الفص الجبهي كسْر أسنانه الأمامية وتم إزالتها |
| Basit, sıradan hayatımızı yaşıyoruz. Ve zulüm güvenli dünyamızı parçalıyor. | Open Subtitles | نحن نعيش حياتنا اليومية البسيطة وأعمال وحشية تمزّق عالمنا الآمن |
| Sanki bir şeyler içimi parçalıyor. | Open Subtitles | إن داخلى يبدو كأنه يتمزق قطعاً |
| Çok donduğu zaman nefret ediyorum çünkü ekmeği parçalıyor. | Open Subtitles | نعم، أَكْرهُه عندما هو يُجمّدُ أيضاً، تَعْرفُ، ' سبب يُمزّقُ الخبزَ. |
| Ve bu yüreğimi parçalıyor! | Open Subtitles | وهذا يمزقني إربا إربا |
| Onu parçalıyor. Ne olduğuna bak. | Open Subtitles | ان هذا يمزقها انظر لما حدث للتو |
| Kölelik iblisi ülkeyi parçalıyor. Karşı çıkmalıyız. | Open Subtitles | خطر الإسترقاق يمزّق دولتنا أشلاءً. |
| - Kahretsin! - Herif arabamı parçalıyor, John. | Open Subtitles | إنه يحاول أن يحطم سيارتي |
| Bir adam arabamı parçalıyor. | Open Subtitles | هناك رجل يحطم سيارتي |
| "Bunu yazmak yüreğimi parçalıyor... | Open Subtitles | " ... انه يحطم قلبي ما سأكتبه" |
| Aileleri parçalıyor ve insanlara zarar veriyor. | Open Subtitles | أعتقد أنها تمزق العائلات . إرباً و تضُر الناس |
| Bu enerji bedenini parçalıyor. | Open Subtitles | تلك الطاقة جسمك تمزق مفتوحا الان أنت تقتل نفسك ميلاد البشر الذي في الخارج |
| Doğru düzgün düşünemiyorsun biliyorum ama Jafar krallığımızı parçalıyor bende onu yenebilecek bir Kurtarıcı buldum | Open Subtitles | لكنّ (جعفر) مزّق مملكتنا فعثرت على مخلّص سيهزمه |
| O bunu parçalıyor. | Open Subtitles | -لقد مزّق... هذا . |
| Sonra fan onların siklerini parçalıyor. | Open Subtitles | و عندها المروحة تسحق و تمزّق قضبانهم. |
| Sanki bir şey içimi parçalıyor. | Open Subtitles | كأن شيء يتمزق داخلي |
| Üç Harvey Fiorstein taklitçisi, halıyı parçalıyor ve her şeyi beyazın garip bir tonuna boyuyor. | Open Subtitles | وساعة هارفي فريستن يُمزّقُ المقلدونُ السجادةَ... و الأبيضَ مغطى كُلّ شيءِ ويَدْعوه ' قبلة الملاكِ '... |
| Tanrım, beni parçalıyor! | Open Subtitles | إنه يمزقني أرباً |
| Onu parçalıyor ve bu da beni parçalıyor. - Mike... | Open Subtitles | وهذا يمزقها, و يمزقني |
| Yüzsüz bir adam elbiselerini parçalıyor. | Open Subtitles | رجل مجهول يمزّق ملابسك؟ |
| Onu çırpınarak görmek kalbimi parçalıyor. | Open Subtitles | يفطر قلبي أن أشاهده وهو يتعرض لأعراض الانسحاب |