| Çünkü bu boku dinlemem için bana yeterince para vermiyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تدفع لي بما فيه الكفاية لأستمع لهذا القرف. |
| Servis mutfaktan çıkmadan yiyebildiğim kadar patates kızarması yemem için de para vermiyorsun ama onu da yapıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنت لا تدفع لي مقابل القدر الكبير الذي آكله من البطاطا المقلية من الصحن قبل أن يغادر المطبخ، لكني أقوم بذلك أيضاً. |
| D- rock, bu adama gerçekten para vermiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ({\pos(190,230)}دي روك)، أنتَ لا تدفع لهذا الرجل، أليس كذلك؟ |