| Evet, kara para aklayan bir çete var, nadir bulunan madeni ve kâğıt paralara yatırım yaparak ülke dışına para kaçırıyorlar. | Open Subtitles | نعم, هناك عصابة غسيل أموال تهرب الأموال خارج البلاد بالاستثمار في العملات الورقية و المعدنية النادرة |
| Şu bozuk paralara bak, eminim bir kaçını kenara ayırabiliriz. | Open Subtitles | انظري إلى كل هذه العملات أنا واثق من أننا نستطيع صرف القليل منها |
| Adamlarım tüccarlara belli paralara bakmalarını söylemişti. | Open Subtitles | رجالي قاموا بإخبار التجار للانتباه لمثل هذه العملات المعدنيه |
| Başkan bu tiplere bayılıyor ve getirdikleri paralara. | Open Subtitles | العمدة يحب هذه الشخصيات و الاموال التي تأتي معهم |
| Louis Tobin tarafından çalınan paralara dair araştırmamı sürdürmek istiyorum. | Open Subtitles | أنوي مواصلة البحث عن الاموال المسروقة |
| Harcanan paralara ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن الاموال التى انفقت عليكى ؟ |
| Hazine, bütün kâğıt paralara filigran basıyor. | Open Subtitles | أجل، العلامة المائية، صحيح؟ - البنك المركزي قام بطبعها في جميع العملات الورقية الأمريكية - |
| O altın paralara bir bakayım, Sammy. | Open Subtitles | هاي, دعني أرى هذه العملات الذهبية (سامي) |
| Büyülü paralara tamamen inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد تماما العملات في السحر. ط / |
| Şimdi... Şövalyenin çaldığı madeni paralara bak. | Open Subtitles | الان انظري الى العملات |
| Sana verdiğim bozuk paralara karşılık sen Sheela and Chhotu için çok daha fazlasını yaptın. | Open Subtitles | على العملات المعدنية التي أعطيتها لي.. أنت فعلت الكثير من أجل (شيلا) و (شوتو). |