Parayı ona getiren, öldürülen adam büyük ihtimalle oğlu değildi. | Open Subtitles | الرجل الذي جلب له المال الرجل الذي قُتل لا يمكن أن يكون ابنه |
Bazen,okuldan sonra ya da yazın kazandığım... ...Parayı ona ödünç veriyordum... ...karşılığını fazlasıyla vermek için... ...her zaman iyi bir niyeti vardı... ...tabiki,çok para kazandıktan sonra. | TED | وفي بعض الأحيان أنا اقرضه له المال من عملي ما بعد المدرسة أو وظائف صيفية، وكان دائماً لديه نية كبيرة في الدفع مع الفائدة, طبعا، بعد ربح كبير. |
Parayı ona verdiğin için şikayet etmiyorum. | Open Subtitles | هيتي ، أنا لا أشتكي لأعطاك له المال. |
Kayıp on bin. Gece kulübünü teftiş etmemesi için Parayı ona ödedin. | Open Subtitles | أنتَ رشوته بـ10 آلاف لتتخطّى تفتيش الملهى |
Kayıp on bin. Gece kulübünü teftiş etmemesi için Parayı ona ödedin. | Open Subtitles | أنتَ رشوته بـ10 آلاف لتتخطّى تفتيش الملهى. |
Eğer dükkânı satarak elde ettiği Parayı ona vermezse polise her şeyi anlatmakla tehdit etti. | Open Subtitles | هددتها بأن تقول كل شيء للشرطة إذا لم تعط لها المال الذي أخذته من بيع متجرها |
Parayı ona yardım etmek için verdim. | Open Subtitles | أعطيته المال لمُساعدته. |
Johnny Damon'a vermemiz gereken bütün Parayı ona verdik. | Open Subtitles | دفعنا له المال الذي كان علينا أن نعطيه لـ"جوني دايمون" |
Parayı ona öde tamam mı! | Open Subtitles | إدفع له المال ، جيد؟ |
- Parayı ona ben götürürüm. | Open Subtitles | -سآخذ له المال . |
Parayı ona göndereceğim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أرسل لها المال. |
Bana borç verdiğin Parayı ona verdim. | Open Subtitles | أعطيته المال الذي أعرتني إياه |