| Düşünsenize bir şişe parfümün karşılığında 12 muz geliyor. | Open Subtitles | هل تدرك أن قارورة العطر الواحدة تقابل 12 حبة موز ؟ |
| Kapıda yanımdan geçerken boynundaki parfümün kokusunu aldım. | Open Subtitles | قبل ذلك ، عندما ضغطتني عند المدخل وأشتم ذلك العطر .. خلفرقبتها. |
| parfümün fazla şekerli. Haber merkezi tatlım, balo değil. | Open Subtitles | عطرك قوي جدا, انها الاخبار ياعزيزتي ليست سهرة |
| Neyin daha güzel koktuğunu bilmiyorum: Yemek mi, parfümün mü? | Open Subtitles | لا أعلم ما هي الرائحة الأجمل هذه الوجبة أو رائحة عطرك |
| Merhaba Daphne Seni tekrar görmek çok güzel. parfümün ne kadar büyüleyici. | Open Subtitles | مرحبا دافني سعدت لرؤيتك يا له من عطر اخاذ هذا الذي تضعينه |
| Kötü, berbat, iğrenç kokulu vanilyalı parfümün. | Open Subtitles | تلك الكولونيا القذرة برائحة الفانيلا المقززة. |
| En azından şu parfümün adını düşünmek için çok zamanım var. | Open Subtitles | حسناً، على الأقل أمامي الوقت الكافي لمعرفة نوع هذا العطر |
| Kumsal gibi kokuyorsun. Sıktığın parfümün adı ne? | Open Subtitles | رائحتك مثل الشاطئ، ما العطر الذي تضعينه؟ |
| parfümün yapamayacağı tek birşey vardı! | Open Subtitles | كان هناك شىء واحد فقط العطر لا يَستطيعُ أَنْ يحققه |
| Burada olduğunu biliyorum... Ona aldığım parfümün kokusunu hâlâ alabiliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها هنا , لازلت أشم راحة العطر الذي جلبته لها |
| Avukatlara bu parfümün eşek arılarını etkilediğine dair bana bir mail attığını mı söyledin? | Open Subtitles | هل قلت للمحامين أنك أرسلتي لي تخبريني أن العطر يجذب الدبابير؟ |
| Bu parfümün bize anlattığı tek şey güzel kokması. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يُخبرنا به هذا العطر أنّ رائحته لطيفة. |
| Seninle bir gün geçirdikten sonra, kıyafetlerimin hâlâ senin parfümün gibi kokuyor olmasını seviyorum. | Open Subtitles | وبعد يوم واحد معك مازلت أستطيع شم عطرك على ثيابي |
| Mesela, bugüne kadar en çok satan parfümün hangisi? | Open Subtitles | على سبيل المثال، ما هو عطرك الأكثر مبيعاً حتى الآن؟ |
| İğrenç Drakkar Noir parfümün mahkeme salonuma sinsin istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن ينتن عطرك في قاعتي. |
| Duyduğuma göre parfümün ahududu gibi kokuyormuş. Ahududuya bayılırım. | Open Subtitles | عطرك رائحته توت العليق أحب توت العليق |
| Casti parfümün bile hâlâ güzel kokuyor. | Open Subtitles | أوه، حتى عطرك "كاستي" لاتزال رائحته طيبه |
| Doktoran yok parfümün tüm duyu organlarını yok ediyor ve Yahudi bayramlarında oyun oynamaya müsait olmuyorsun. | Open Subtitles | هاورد" ،ليس لديك شهادة دكتوراة" عطرك ما هو إلاّ اعتداء سافر على الحواس و لست متاحا لألعاب الفيديو خلال العطلات اليهويدية الرئيسية |
| Uzun süre dayanan parfümün kokusu gibi... ya da doğu bloğu zamanından kalma margarin gibi karakterinin gerçekliğini sarıyor. | Open Subtitles | كرائحة عطر طويل المفعول أو كذكر السمن أيام جمهورية ألمانيا الديموقراطية بطريقة ما أستثمر حياة سخصيته كوثيقة أصلية |
| Sürdüğünüz güzel parfümün adını soracaktım. | Open Subtitles | أردت أن أسئل أي عطر جميل تضعين ؟ |
| Ahtash adındaki parfümün logosuymuş. | Open Subtitles | أجل، إنها علامة تجارية لبعض الكولونيا تُسمى "أتاش". |
| Bir adama parfümün beni kusturacak bile diyemiyorken ona nasıl geri zekâlı olduğunu söyleyebilirsin ki? | Open Subtitles | إذا كان لا يمكنك أن تخبري الرجل أن عطره يجعلك تتقيئين كيف ستخبرينه أنه أحمق؟ |
| Bu yeni parfümün nedir? | Open Subtitles | ما عطرها الجديد هذا؟ السمك المدخن؟ |
| Kendi parfümün olacak. | Open Subtitles | سيكون لديكِ عطركِ الخاص |