| Plakanın bu sokakta park etmiş bir arabadan çalındığı ihbar edilmiş. | Open Subtitles | لوحة التسجيل تمّ التبليغ عن سرقتها من سيارة مركونة بهذا الشارع |
| Allyson Rebecca'nın kaybolduğu gece caddede park etmiş bir minibüs gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | أليسون تذكرت رؤية شاحنة مركونة بالشارع في الليلة التي اختفت ريبيكا بها |
| Senin annenden söz edelim. Annen o kadar aptal ki... park etmiş bir arabanın altında kalmış. | Open Subtitles | لاسيدي لنتحدث عن أمك ، هي غبية جداً بحيث صدمتها سيارة متوقفة |
| Uyarmış olayım, bir dahaki sefer dışarıda park etmiş bir Sparkletts* arabası görürsen, garaja girme. | Open Subtitles | فقط للمعلومية المرة القادمة التي ترى بها شاحنة المهتم برشاشات الماء في الحديقة متوقفة في الخارج.تجنب الكراج |
| Mesela dışarı park etmiş bir minibüs olduğunu çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | , على سبيل المثال، أعرف أنه الآن هناك شاحنة واقفة بالخارج |
| Binanın arkasında park etmiş bir Range Rover var, ...evin içinden bangır bangır müzik sesi geliyor. | Open Subtitles | لدينا سيارة رينج روفر تركن هناك و موسيقى تعزف من داخل المنزل |
| Hiçbir yere park etmiş olamazdı. | Open Subtitles | من المستحيل أن يكون قد ركن سيارته في أيّ مكان |
| lKadın vurulduğunda park etmiş arabada oturuyordu. | Open Subtitles | كانت تجلس بجوار السائق فى سيارة مركونة عندما قتلت |
| Biri mahalleye park etmiş bir tırı fark ederdi. | Open Subtitles | لكان لاحظ احدهم ان هناك شاحنة عملاقة مركونة في الحي |
| O gün ayrıIdığımda, evin yakınında park etmiş bir araba vardı | Open Subtitles | ,عندما غادرت هذا اليوم كان هناك سيارة مركونة بجوار المنزل |
| Yeni fırtına kepenkleri olan harap eski bir binanın önüne park etmiş iki zırhlı araç görürseniz, muhtemelen doğru yerdesinizdir. | Open Subtitles | إذارأيتسياراتمدرعة متوقفة امام مبنى قديم و متهدم تحملعلامةتجاريةجديدة |
| Araç 26. caddenin kuzeyinde 17. çıkıştaki mola yerinde park etmiş durumda. | Open Subtitles | تم رصد المركبة متوقفة بإحدى الإستراحات عند المسار 46 |
| O günden beri sokağımızda park etmiş bir kamyonet var. | Open Subtitles | هـناك سيارة متوقفة في شارعِنا منذ ذلك اليـَوم |
| Mahallede çok popüler olmalısın. Arabanı hep etrafta park etmiş görüyorum. | Open Subtitles | يجب أن تكون شعبيتك كبيرة في الحي دائماً ما أرى شاحنتك واقفة في الجوار |
| Beyaz kamyon o kulübenin önüne park etmiş ne yapıyor? | Open Subtitles | ماذا تفعل شاحنة بيضاء واقفة امام هذا الكوخ؟ |
| Dondurma arabası evimin önüne park etmiş. | Open Subtitles | شاحنة الآيس كريم واقفة مباشرة أمام منزلي |
| Komşu kadın bağırma sesleri duymuş. Ayrıca ön tarafta park etmiş siyah bir pikap da görmüş. | Open Subtitles | الجارة سمعت بعض الصراخ لاحظة أيضاً شاحنة سوداء تركن بالمقدمة |
| Acil bir durum var. Birisi park izni olmadan park etmiş. | Open Subtitles | إنّها حالة طارئة، فأحدهم ركن سيّارته دون لافتة توقّف |
| Dışarıda park etmiş ve içinde ajanlar olan bir araç var. | Open Subtitles | هل تعلم أن هناك مجموعة من الحمقى في جيب متوقف خارج الواجهة؟ |
| O parkın güneydoğu köşesine park etmiş bir arabadan... atlar kenara geldiğinde çok rahat bir görüş elde edebilirsin. | Open Subtitles | إذا ركنت السيارة بها سيكون لديك مشهداً للخيول سيقتربون منك بسرعة |
| Düşüncesiz biri, arabasını hastane önüne park etmiş. | Open Subtitles | عجباً ، رجل غبي أوقف سيارته بمنطقة المستشفى |
| Rampanın üzerinde gri bir Camry park etmiş seni bekliyor. | Open Subtitles | ثمّةَ سيّارةُ "كامري" رماديّةٌ مركونةٌ عند الرصيف |
| Kırmızı Lamborghini'li bir gerzek benim yerime park etmiş ve... | Open Subtitles | رجل غبي صف سيارته اللامبرغيني الحمراء في مكاني لذلك |
| Saat dokuz buçuk civarı arabasını arka tarafa park etmiş. | Open Subtitles | وقام بركن سيارته في الخلف في الساعة التاسعة والنصف |
| Onu kaç defa park etmiş arabalardan çıkardığımı, kaç defa sokak kenarlarında... | Open Subtitles | لا يمكنني إحصاء كم مرّة وجدتها بسيارات الغرباء المركونة |
| Bankaya gittiklerinde 19 SUV'nin park etmiş olduğunu görüyorlar. | Open Subtitles | و عندما يصلان إلى البنك سيجدان 19 سيارة دفع رباعى |