| Kahretsin, Parmağım oraya yetişmiyor. | Open Subtitles | اللعنة , لا يمكنني ان ادخل اصبعي لهناك, انها ضيقة للغاية |
| Tanrım, lanet olası Parmağım! Onu daha yeni düzeltmiştim. Tanrım! | Open Subtitles | يا إلهي، لقد مزقت اصبعي لقد أصلحته للتو، تباً |
| Ancak bilmenizi isterim, takılır ya da düşersem, Parmağım refleks hâlinde tetiği çekecektir. | Open Subtitles | ولكن إعلموا تماماً أنّ إصبعي سيضغط على الزناد إذا تعثرتُ أو إذا وقعتُ |
| Sisteme bu şekilde ısı enjekte edebiliyorum, veya iki Parmağım ile ayırabilirim. | TED | معا. ويمكنني أن أضخ الحرارة في هذا الجسم أو أستطيع أن أسحبه إلى جانبين اثنين باستعمال إصبعي الاثنين |
| Endişelenmeyin, acıtmam. Baş Parmağım sihirlidir. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام, أنا لن أؤلمك أنا لدى أصابع ذهبية |
| Demek bu yüzden Parmağım sürekli sızlıyormuş, dedi. | Open Subtitles | قال بأن هذا يفسر شعوره بالوخز الدائم في إصبع قدمه الكبير |
| İşte ön kapı. Bir defasında bu Parmağım bu kapıda kırıldı. | Open Subtitles | هذا هو الباب الأمامي وفي مرّة كسرت أصبعي هذا بهذا الباب |
| Bekle! Parmağım sallanıyor. Beni hastaneye götürmelisin. | Open Subtitles | انتظري لحظة، سينخلع اصبعي يجب أن نتجاهل هذا |
| Tanrı'm, lanet olası Parmağım! Onu daha yeni düzeltmiştim. Tanrı'm! | Open Subtitles | يا إلهي، لقد مزقت اصبعي لقد أصلحته للتو، تباً |
| Bekle! Parmağım sallanıyor. Beni hastaneye götürmelisin. | Open Subtitles | انتظري لحظة، سينخلع اصبعي يجب أن نتجاهل هذا |
| Parmağım zavazingonun üstündeymiş. Hiçbirini kaydedemedim. | Open Subtitles | اصبعي كان على ذلك الشيء ولم استطع ان اصور اي شيء |
| Parmağım içine sıkıştı, yanımda getirmek gerekti. | Open Subtitles | أنا آسف ، إصبعي علق بالخرطوم وكان على إحضاره معى |
| Parmağım hamura düşünce, makineyi durdurmadılar bile. | Open Subtitles | ،بعد سقوط إصبعي داخل الطعام لم يتوقفوا حتى |
| Buldum. Parmağım sızıntının üzerinde. | Open Subtitles | عثرت عليه، إصبعي موضوع على مكان التسريب. |
| Doğduğumda sağ ayağımda altı Parmağım varmış. | Open Subtitles | لقد كان لديَّ ستة أصابع في قدمي اليمنى عندما وُلِدتُ |
| Bir ara, küçük Parmağım orandayken hoşuna gitmişti. | Open Subtitles | هل الحب لهم في بعض الأحيان لل أصابع في ذلك. |
| On milyon dolarlık tetiği çeken Parmağım oldu. | Open Subtitles | لقد حصلت على 10 مليون دولار من إصبع الزناد |
| Sonra Parmağım sıkıştı ve çıkaramadım. | Open Subtitles | المشكلة كانت أن أصبعي علق و لم يمكنني سحبه |
| Baş Parmağım her seferinde boya kalemini kapamış olmalı. | Open Subtitles | لابد ان إبهامي كان يغطي الطبشور في كل مرة |
| ve ben kızgın bir tavayı ayağıma düşürdüm ve kocaman bir baş Parmağım oldu. | Open Subtitles | وقد أوقعت مقلاة على قدمي، وأصبح لديّ اصبع قدم متورّم. أتود أن أرسل إليك صورة؟ |
| Evet, benim de bir orta Parmağım var! Çeviren: introducial İyi seyirler dilerim. | Open Subtitles | نعم، أنا عندي أصبع وسطى كذلك الحلقة التاسعة: |
| Parmağım deliğin üzerinde ama dikiş atmam gerekiyor. | Open Subtitles | اصابعى دلخل هذا الثقب لكن انا فى حاجه الى ان اقوم بتقطيبه |
| Orta Parmağım ilk emziği olacak. | Open Subtitles | حسنا,سوف يكون اصبعى الاوسط هو اول مصاصه بالنسبه له |
| Tuhaf bir hayvansın, Parmağım kadarsın. | Open Subtitles | أنت حيوان طريف. أنت لست أكثر سمكاً من الإصبع. |
| Şimdi sana bir hareket çekmek isterdim ama pek fazla Parmağım kalmadı. | Open Subtitles | كنتُ لأعطيك إشارة الاصبع لكني أوفرها لما بعد |
| Adımı, başkanı, kaç Parmağım olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا مستيقظة و أعرف أسمي و من الرئيس و كم عدد أصابعي |
| Bu da, hepsinde Parmağım olduğu ihtimalini doğurur. | Open Subtitles | بتلك الطريقة سيكون وارداً أنني قد أكون ضليعاً في كلها |
| Evet. Kıyamet günü geldi. Hep bunda Parmağım olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | نعم, إنها نهاية العالم اعتقدت دائماً أنه سيكون لي يد في هذا الأمر |