| Bulduğumuz parmak izlerinin bir kısmı 13 cinayetin parmak izleriyle uyuşuyor. | Open Subtitles | البصمات التي وجدتموها تطابق جزءً قد وجدناه .على الموقع لـ13 جريمة | 
| parmak izleriyle, DNA'dan 10 kat fazla olay çözülmüştür. | Open Subtitles | تحل البصمات قضايا أكثر من الحمض النووي بـ10 أضعاف | 
| Acil Birim gelsin. parmak izleriyle cemaatin listesi karşılaştırılsın. | Open Subtitles | لديكِ جهاز فحص البصمات أجري تحليل لقائمة الابراشية | 
| Cliff Howard'ın parmak izleriyle benzerlikler bulunabilir mi? | Open Subtitles | وقد تكون مشتركة مع بصمة إبهام كليف هوارد؟ | 
| Burada hiç bir parmak izi bırakmayacak kadar dikkatliyken cinayet silahını evimde parmak izleriyle bırakmış olmam sana da komik gelmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تعتقد بأنه من الغريب أن أكون حذرا لدرجة عدم ترك بصمة هنا. ثم اقوم بإخفاء مسدس الجريمة | 
| Çamaşır çekmecesini onun parmak izleriyle kaplı halde bulduğumuzda anlatmıştı. | Open Subtitles | هذه كانت قصته بعدما وجدنا بصماته تملأ درج ثيابها الداخلية | 
| Restorandaki parmak izleriyle eşleşmiyor. | Open Subtitles | البصمات المرفوعة من المطعم لم توافق بصماته | 
| Bay Wayne'in parmak izleriyle ne yapacağını bilmiyorum ama baş parmağına ihtiyacın olacağını sanıyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما الذي ستفعله ببصمات السيد (واين) لكنني اظن انك ستحتاج لإبهامه | 
| Dernek kartındaki parmak izleriyle otopside alınanları karşılaştır. | Open Subtitles | قارن بين البصمات الموجودة على البطاقة والبصمات التي تم اخذها في التشريح. | 
| Otel odasındaki parmak izleriyle ölen kadının evindeki izler uyuşuyor. | Open Subtitles | البصمات التي وُجدت بغرفة الفندق تُطابق بصمات السيّدة المتوفاة | 
| AFIS, TSA ve Göçmen Bürosu Sistemi'nde sürücünün parmak izleriyle kutuda bulduklarımızı taradım ama hiçbir şey çıkmadı. | Open Subtitles | قمت بالبحث عن البصمات للسائق على الصندوق و على الأصابع بإدارة النقل ودار الهجرة بيد أنّي لم أعثر على شيء | 
| Bazı kurbanlarında bıraktığı parmak izleriyle eşleşti. | Open Subtitles | لقد طابقوا البصمات المستعادة من بعض ضحاياه | 
| Bana verdiğin "İki Şehrin Hikayesi" kitabındaki parmak izleriyle aynı. | Open Subtitles | البصمات من كتاب قصة مدينتين الذي أعطيتني إياه | 
| Janine Haywood'un parmak izleriyle karşılaştırın. | Open Subtitles | ( تأكد من مقارنتها مع بصمة ( جنين هايوود | 
| Bu da şişeyi Delancy'nin parmak izleriyle birlikte iyi korursa işine yarar demek. | Open Subtitles | وهذا يعني ان القنينة مفيدة لها (ان كانت محفوظة جيداً ، مع بصمة (ديلينسي | 
| Bu, kan. Ve Danny'nin parmak izleriyle uyuşuyor. | Open Subtitles | هذا دم، و تطابق بصمة (داني) | 
| Başını kesen o imkansız gereç aynı türdeki bir başarıyı parmak izleriyle de elde etmiş. | Open Subtitles | الأداة المُستحيلة التي أزالتْ رأسه، حقّقتْ عملاً مُماثلاً فيما يخصّ بصماته. | 
| parmak izleriyle beraber. | Open Subtitles | وقد نجد بصماته فى احد الملفات هناك | 
| Bu adamın parmak izleriyle olay yerindeki parmak izlerini karşılaştırdık. | Open Subtitles | لقد قارنا بصماته بما وجدناه في الجرائم | 
| Silahın T.J. Karsten'ın değil de Lil D'in parmak izleriyle kaplı olarak bulunduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (أعرف أن المسدس وجد مغطي ببصمات (ليل (وليس بصمات (تي جي كارتسن |