| Gerçekten bize yardım etmek istiyorsan kanıtla. Şu kahrolası parmaklıkları aç. | Open Subtitles | إذا كنت تودّ مساعدتنا فعلاً أثبت ذلك وافتح هذه القضبان اللعينة |
| Şimdi demir parmaklıkları aynı bir peynir gibi büktü ve kırdı. | Open Subtitles | لقد لوى و كسر القضبان الحديدية كما لو كانت جبن |
| Babaları parmaklıkları kesene kadar dışarı çıkamaz. | Open Subtitles | أبيهـما لن يستطـيع الخروج، حتى ينتهي من قطع القضبان. |
| parmaklıkları ve duvarları olmayan ne tür bir hapishane burası? | Open Subtitles | أين نوع من السجن ليس لديه قضبان أو جدران ؟ |
| Burada penceredeki parmaklıkları görebilirsiniz. | TED | والتي يمكن رؤية قضبان نافذتها في الصورة هنا |
| Tek fark onlar kaçma umutlarını kıran parmaklıkları görebiliyorlar. | Open Subtitles | والفرق الوحيد هو أن بإمكانهم رؤيت القضبان والتي تجعل الأمل في الهروب صعبا |
| Göğüslerim etkilidir ama demir parmaklıkları bükemezler. | Open Subtitles | ثديي رائع، لكنّه لا يستطيع ثني القضبان الحديدية. |
| Tanrılar bana bu sikik parmaklıkları köklerinden sökmek için güç versin! | Open Subtitles | الآلهة سوف تمنحني القوة لأهز هذه القضبان اللعينة وأخلعها |
| Esas hile parmaklıkları değil öteside yatanı görmekte. | Open Subtitles | لا تكمن المشكلة في رؤية القضبان بل ما يقبع خارجها |
| parmaklıkları kaldır ki bu sayede onları kırabil. | Open Subtitles | أنت من وضع القضبان وأنت القادر علي إنتزاعها |
| "Demir parmaklıkları tutuyor ve sallıyor metali büküyor ve parmaklıkları duvardan ayırıyor." | Open Subtitles | "أمسك بالقضبان الحديدية سحبها وهزها, ثنى المعدن ومزق القضبان من على الحائط". |
| Ya demir parmaklıkları testereyle kesersiniz ya da kilidi kırarsınız. | Open Subtitles | إما أن تقطع القضبان أو أن تكسر القفل. |
| Çıkmak için parmaklıkları kesmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تقطع القضبان حتى تستطيع الخروج. |
| Bu parmaklıkları bükersen dışarı çıkabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الخروج إن حنيت القضبان. |
| Askerler pencerelerdeki parmaklıkları güçlendiriyor. | Open Subtitles | يُعزّز الجيش القضبان بكلّ النوافذ |
| LetBir alet bulalım. Böylece parmaklıkları sökebiliriz. | Open Subtitles | حسن، لنجلب أداة بوسعنا نزع القضبان |
| O zaman o parmaklıkları dişlerimle sökerim, | Open Subtitles | أنا سأقتلع تلك القضبان خارجا بأسناني |
| parmaklıkları mı bükeceksin . bu çok saçma. | Open Subtitles | تثنى القضبان بذلك الهراء |
| Kilitli kapıları, demir parmaklıkları, deli gömlekleri olan bir tımarhane. Anladın mı? | Open Subtitles | مستشفى للمجانين بأبواب موصدة و قضبان و قيود ، هل هذا واضح ؟ |
| Belki artık lazer parmaklıkları kullanmaya başlama zamanları gelmiştir. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لإستخدام قضبان الليزر أو هكذا شئ |
| Pencerelerinde parmaklıkları olan bir odada kilitli tutuluyor. | Open Subtitles | إنها محبوسة في غرفة نوافذها قضبان حديدية |