| Mutfağa gireceksiniz, ortam sıcaklaşacak birbirinizin parmaklarından bir şeyler yalamaya başlayacaksınız. | Open Subtitles | أنت في المطبخ، الأجواءتصبحمثيرة.. تبدآن بلعق البقايا من أصابع بعضكم الآخر |
| Domuzlar ayak parmaklarından başlarken biraz utangaç olabilir, bu yüzden onları biraz sosla teşvik etmek gerekir, değil mi? | Open Subtitles | قد يكون الخنزير خجولاً عندما يبدأ بالتهام أصابع القدمين لذا يتعين علينا علينا تشجيعها بقليل من الصلصة، أليس كذلك؟ |
| İlk aklıma gelen parmaklarından birini yiyip hâlâ bir parçanı içimde tutmak istemekti. | Open Subtitles | أول أفكاري كانت أن آكل أحد أصابعك لكي أستطيع إبقاء قطعة منك بداخلي |
| Bu da parmaklarından birini kesmeden bu işi yapmayı imkansız kılar. | Open Subtitles | الذي سيجعل من المستحيل القيام بهذا دون تقطع واحدة من أصابعك |
| Felç vücudunu yavaşça kapatmşıtı, ayak parmaklarından başlayarak, bacaklarına gövdesine, el parmaklarına ve kollarına. | TED | تمكن الشلل من جسده ببطء، بداية من أصابع قدميه، ثم ساقيه، جذعه، أصابعه وذراعيه. |
| Anlayacağın artık dişleri parmaklarından daha büyük olan birisiyle takılma konusunda rahat değilim. | Open Subtitles | لذلك انا لم اعد مرتاح في الخروج مع شخص اسنانه اطول من اصابعه |
| Kaçmadan önce saldırganın parmaklarından bir kaçını kırdığını söyledi. | Open Subtitles | اعتقدت أنها كسرت عدة أصابع من اصابع متعديها قبل أن تفلت بعيداً |
| Aurora'ya güçlü irade armağanını veren İtidal Perisi, sanki parmaklarından elektrik cıvataları atıyormuş gibi koreograflanmıştır. | TED | بينما تمنح جنية الاعتدال هبة الإرادة القوية لأورورا، وقد صورت وكأنها تطلق شرارة من أصابعها. |
| Hastaların parmaklarından daha keskin bir şey getirmesine izin yok. | Open Subtitles | لا يسمح للمرضى بالحصول على شيئ أحدّ من أصابعهم. |
| Kız buralı. parmaklarından fazla dişi varsa şanslı sayılırız. | Open Subtitles | إنها فتاة من البلدة سنكون محظوظين إن كانت تملك أسناناً و أظافراً إضافية |
| Ağzında başlıyor sonra beynine doğru bir yolculuk yapıyor omurgandan aşağı doğru inip ayak parmaklarından dışarı çıkıyor... | Open Subtitles | إنه يبدأ في فمك ينتقل الى راسك ثم يمتد على طول العمود الفقري ثم ينفجر من أصابع قدميك |
| Tabii ki el ve ayak parmaklarından ileri sayabiliyorsa. | Open Subtitles | هذا إذا كان يستطيع العد بالطبع غير عد أصابع يده وقدمه |
| Aşağılık bıçaklamaların yeşil kostümün eldivenin parmaklarından birisinin yırtılmasına neden oldu. | Open Subtitles | تسبّبت كلّ طعناتك القذرة بتمزق أحد أصابع فقاز بدلتك الخضراء. |
| Bak, sende, gitar prensesinin zayıf... kadınsı parmaklarından yok. | Open Subtitles | أصغ،ليس لديك أصابع نسوية ضعيفة لغيثار أميرات |
| Bu parmaklarından kayıp gitmesine izin verdiğin güç, Nina. | Open Subtitles | هذا هو السلطة. كنت أود ان زلة من بين أصابعك ، ونينا. |
| Bak, eğer beni duyuyorsan, parmaklarından birini hareket ettir. | Open Subtitles | اسمعي فقط حركي واحده من أصابعك لو تسطيعين ان تسمعين, اوكي؟ |
| Sizi yanlış yere götürdüğünden şüphelenirseniz parmaklarından birini kesin. | Open Subtitles | إذا شكوا بأمرك وحاولت تضليلهما إقطعوا أحد أصابعه |
| İngilizler bir baskında onu yakalayıp kesintisiz altı gün boyunca baş parmaklarından asmış. | Open Subtitles | البريطانيون أمسكوهم في غارة، وعلقوه من أصابعه لست أيام مُستمرة |
| İngilizler bir baskında onu yakalayıp kesintisiz altı gün boyunca baş parmaklarından asmış. | Open Subtitles | البريطانيون أمسكوهم في غارة، وعلقوه من أصابعه لست أيام مُستمرة |
| Bir keresinde bir uyuşturucu baskınında parmaklarından birine mermi isabet etti. | Open Subtitles | مره خلال القاء القبض في قضيه مخدرات تعرضت احدى اصابعه للبتر بطلقه ناريه |