| Ne kadar ısrar etseniz de pasaportlarımız durumu uluslararası uyuşmazlık kapsamına sokmuyor. | Open Subtitles | جوازات سفرنا لا تجعل من هذا الوضع حرباً دوليّة، بالرغم من إصرارك |
| Paramız ve pasaportlarımız içinde olduğu sürece... bu çanta asla çıkmayacak, ve ayrıca mayom da çıkmayacak. | Open Subtitles | طالما أن هذا الشيءِ لَهُ خاصية المال و جوازات سفرنا فيه ، إنه لا يَنفصلُ، و . صَناديقي لَنْ تَنفصلَ ، كذلك |
| Para, kredi kartlarımız, telefonlar, sırt çantaları pasaportlarımız,her şeyi işte. | Open Subtitles | نقودنا, بطاقاتنا الإتمانية, هواتفنا النقالة, أمتعتنا... جوازات سفرنا, كل شيء |
| - pasaportlarımız olmadan giriş yapamazmışız. | Open Subtitles | ـ حسناً، لا يُمكننا الحجز بدون الجوازات الثلاثة |
| pasaportlarımız ve her şeyimiz gitmişti. | Open Subtitles | الجوازات وكل شيء اختفى |
| Sadece pasaportlarımız yüzündendi. | TED | بل كان فقط بسبب جوازات سفرنا. |
| Bunlar bizim diplomatik pasaportlarımız. | Open Subtitles | هذه هي جوازات سفرنا الدبلوماسيّة |
| Biliyorsun, pasaportlarımız geçerliliğini kaybetmek üzere-- | Open Subtitles | ترى، جوازات سفرنا فقط أوشك أن ينتهي... |
| Bunlar, Tonino, bizim pasaportlarımız. | Open Subtitles | هذه يا (تونين) .هي جوازات سفرنا |