| Bu fikri paylaştığın için çok teşekkürler, Uri. | TED | شكراً جزيلاً لك على مشاركتك هذه الفكرة، يا أوري. |
| İçeride paylaştığın gerçekten hoşuma gitti. | Open Subtitles | راقتني مشاركتك بالداخل هناك، حقيقةً |
| Oldukça kibardı, okudu ve şöyle dedi: 'Tina, bak ne diyeceğim, bu, bizim için doğru değil ama paylaştığın için teşekkürler.' | TED | وكان مهذبًا للغاية وقرأه، وقال "أتعلمين يا تينا، هذا لن يجدي نفعًا لنا، لكن أشكرك بشدة على المشاركة." |
| - paylaştığın için sağ ol çaylak. | Open Subtitles | شكراً على المشاركة أيها الإختباري |
| Yanında hayatını paylaştığın insandan daha önemli hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | ما يهم أكثر هو أن يكون لديك شخص تشاركه حياتك |
| Duygularını paylaştığın bir arkadaşın yok mu? | Open Subtitles | ألا يوجد أحد من الرفقة تشاطرينه المشاعر؟ |
| Bunu benimle paylaştığın için teşekkür ederim Dick. | Open Subtitles | حسناً, أشكرك على مشاركتك بذلك لي, ديك. |
| Bizimle paylaştığın için de sağol. | Open Subtitles | و أشكرك على مشاركتك معنا بهذا |
| Bizimle paylaştığın için de sağol. | Open Subtitles | و أشكرك على مشاركتك معنا بهذا |
| paylaştığın için sağ ol. | Open Subtitles | . حسنًا ، نشكر لك مشاركتك |
| paylaştığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لك كثيرا على المشاركة. |
| Bill, senin ne düşündüğün beni ilgilendirmiyor, ama paylaştığın için sağol. | Open Subtitles | (بيل)، لست مهتماً برأيك لكن أقدر المشاركة حقاً |
| Hayatta başarılı olabilmek bunu ancak insanlarla paylaştığın zaman önemlidir, değil mi? | Open Subtitles | النجاح في الحياة هو حقيقة. لا يغدو مهمًا إلا عندما يتم تشاركه مع الآخرين، صحيح؟ |
| Aşk dediğin aynı yatağı paylaştığın kişidir. | Open Subtitles | الحب هو ما يجب أنْ تملكين نحو الشخص الذي تشاطرينه سريرك. |
| Bizimle bu bilge sözleri paylaştığın için teşekkürler Bill. | Open Subtitles | شكرًا لك، بيل لمشاركة هذه الكلمات الحكيمة معنا |
| bu güzel düşünceyi bizimle paylaştığın için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرا لمشاركتك لنا بهذه التفكير المتفائل والصادق |
| Bizimle paylaştığın için teşekkürler. | Open Subtitles | . شكراً لكِ لمشاركتكِ هذا معنا |
| "paylaştığın için teşekkür ederim" dedi. | Open Subtitles | أمي وأنا لا نعرف عنها؟ أوه، ذلك يعني " شكراً لمشاركتي" |
| Babanla buz kalıbının hikayesini paylaştığın için çok sağ ol. | Open Subtitles | شكرا لتقاسم هذه القصة عن والدك وعلبة الجليد. |
| Her zaman konuştuk ama senin tam anlamıyla bir şeyler paylaştığın hissine varmadım. | Open Subtitles | نحن نتحدث طوال الوقت ولكن لا يبدو لى انكِ تشاركينى الاحساس |
| Geçici bir hevesle paylaştığın bir şeyin yıllarca başına musallat olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أراكِ مُطاردة لسنواتٍ بسبب شيءٍ نشرته في نزوة. |
| Seninle durur duyuyorum, Jonathan. paylaştığın için teşekkürler. | Open Subtitles | انا فخورة بك جوناثان شكرا لمشاركتنا بهذا |
| Belki de babamla paylaştığın dünyayı bana da gösterirsen, ona daha yakın hissedebilirim. | Open Subtitles | أعتقدت إنه إذا ربما قمتِ بأستعراض هذا العالم لي الذي قمتِ بمشاركته مع أبي ربما أشعر بالتقرب منه |
| Barones Von Kraut'la paylaştığın asil duygu gibi mi? | Open Subtitles | اهي َّ نفس المشاعر النبيلة التي شاركت فيها البارونه فون كراج؟ |