| Manikür, pedikür, çalışır. Biz eğlenceli dress-up oyun vardı. | Open Subtitles | مانيكير,باديكير,وأشياء أخرى كان علينا الحصول على المتعة باللعب بالملابس |
| Sen pedikür yaptırırken bazılarımız Alabama'da Guano boku temizliyordu. | Open Subtitles | حسنا، كان البعض منا مستيقظين طوال الليل تنظيف ذرق الطائر القرف في ولاية ألاباما بينما كنت الحصول على باديكير الخاص بك. |
| ve ben pedikür ve ağda yapmak zorundayım. | Open Subtitles | و أنا مازال علي أن أقوم بتنظيف . أظافري و أقوم بإزالة الشعر بالطريق البرازيلية |
| Bence pedikür bir kod. | Open Subtitles | ليس هؤلاء الرفاق أنا أفكر أن تقليم الأظافر كود لشئ ما |
| Yoga, pedikür, alışveriş, öğle yemeği. Ne zaman daha fazla eğlendik? | Open Subtitles | يوغا، و عناية بالأظافر، و تَسوّق، وغداء متى حظَينا بهذا المرح سابقاً؟ |
| pedikür salonundaki o aptal Koreli hatunu dinlememem gerektiğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أن علي عدم السماع لتلك المرأة الكورية في محل طلاء الأظافر |
| Tabi, problem değil. Pizza ve pedikür de istiyor musun? | Open Subtitles | بالتأكيد، لا مشكلة أتريد بيتزا و تدريم لأظافرك بالمرة؟ |
| Manikür pedikür seansı için Prosecco istedim... ellerinde sadece şampanya var! | Open Subtitles | طلبت بريسيكو أثناء الاعتناء بالأظافر و كل ما لديهم هو الشمبانيا |
| Bunun için pedikür yaptırmadığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق عدم إستطاعتى الحصول على مُزيل للطلاء لإزالة هذا |
| - pedikür yaptırsam yeter. | Open Subtitles | تدليك برازيلى ؟ أريد فقط باديكير |
| Kendime, beyaz bir bayandan pedikür yaptırmış biri gibi davranacağım. | Open Subtitles | سأكافئ نفسي بـ باديكير من أنسة بيضاء |
| Kıyafet, manikür pedikür, full ağda sağ, sol kısımlar ve ekvatora. | Open Subtitles | لذا قومي بأعداد القطع اللون،"مانيكير" و"باديكير"، الشمع الكامل القطب الشمالي ، القطب الجنوبي ،وخط الاستواء |
| - Afedersiniz, pedikür uzadı. | Open Subtitles | آسفه. لقد أخرتني مُهذِبة أظافري |
| Manikür, pedikür yaptırıyor olmam gerekirdi. | Open Subtitles | من المفترض أن أذهب لعمل أظافري |
| O evin içinde pedikür ve yastık savaşlarından başka şeyler de oluyor sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك أشياء تحدث في ذلك المنزل... أكثر من تقليم الأظافر واللعب بالمخدات |
| pedikür salonunda yanımda bir tane vardı, ama sonra... sonra gidip ağda yaptırdım yani ben | Open Subtitles | كانت لديّ واحدة عندما كنت لدى صالون تقليم الأظافر... وبعد ذلك، بالطبع، ذهبت... إلى التشميع وإلى سرير السمرة |
| Şarkı söylerken pedikür yapan muhteşem bir karaokeci biliyorum. | Open Subtitles | أعرف مكان للكاريوكي حيث يمكنكِ الحصول على عناية للقدم والأظافر بينما تغنين |
| Manikür... pedikür... cilt temizliği! | Open Subtitles | عناية بأظافر اليدين، والقدمين، وتقشير البشرة |
| Bunun için pedikür yaptırmaya gittik, değil mi? | Open Subtitles | هذا إذا سبب ذهابنا لإحضار طلاء الأظافر ، صحيح ؟ |
| Hayır. pedikür yaptırdık çünkü buna değeriz. | Open Subtitles | كلا حصلنا على طلاء الأظافر لأننا نستحق ذلك |
| Tabi, problem değil. Pizza ve pedikür de istiyor musun? | Open Subtitles | بالتأكيد، لا مشكلة أتريد بيتزا و تدريم لأظافرك بالمرة؟ |
| "Banka, kuru temizleme ve pedikür." diyor. | Open Subtitles | وهي تشمل، البنك، و تجفيف الملابس، و العناية بالأظافر |
| Geçek bir erkekle bunu yapıyor olsaydım pedikür yaptırırdım. | Open Subtitles | إذا كنت رجلاً يضع هذا لإستطعت الحصول على مُزيل لهذا |
| Orada pedikür bile yaptıracak yer yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد هناك أيّ مكان لتحصلي علي عنايه بجسمك |
| pedikür ve yosun banyosu için gelmiştik, uğrayalım dedik. | Open Subtitles | نحن كُنّا في الحيِّ لa العناية بالأقدام واظافرها وa عُشْب بحري تَلْفُّ ونحن إعتقدنَا بأنّنا نَتوقّفُ. |